| Hiç de olmaz. Çocuklarım, korkunç babalarının masum kurbanlarından başka bir şey değiller. | Open Subtitles | بلى على العكس أولادي، ضحايا بريئة لوالدهم الفظيع |
| Sen o sandalyende oturup hiçbir şey yapmazken babalarının intikamını alacaklar. | Open Subtitles | سينتقمون لوالدهم بينما تجلس هنا بكرسيك بلا حراك |
| Sen o sandalyende oturup hiçbir şey yapmazken babalarının intikamını alacaklar. | Open Subtitles | سينتقمون لوالدهم بينما تجلس هنا بكرسيك بلا حراك |
| Akşamdan beri tekmeleyip duruyorlar. Babalarını özlediler. | Open Subtitles | يركلون مثل الراقصون الليلة ولقد اشتقن لوالدهم |
| Bu gece dans ederlermiş gibi tekmeliyorlar. Babalarını özlediler. | Open Subtitles | يركلون مثل الراقصون الليلة ولقد اشتقن لوالدهم |
| Eminim babalarına sözlü saldırıya başlamadan önce çocuklara yukarıya çıkmalarını söylersin. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنكِ تفضلين خروج الأولاد من الغرفة قبل إنتقادكِ لوالدهم حرفياً |
| Ama kocamı terk edemedim çünkü oğullarının babalarına ihtiyacı vardı ve tek başıma nasıl geçineceğimi bilmiyordum. | Open Subtitles | ولكني لم أستطع هجران زوجي, لأن أطفالي يحتاجون لوالدهم, ولم أكن أعرف كيف أفعل هذا لوحدي. |
| -Avukat, babalarının şirket danışmanı. | Open Subtitles | المحامي هو المستشار الأسري لوالدهم |
| Babalarını boşuna beklemeleri hiç hoşuma gitmiyor. | Open Subtitles | لا استمتع بأنتظارهم لوالدهم الذي لا يأتي |
| babalarına ihtiyaçları var. Yalvarıyorum. | Open Subtitles | لدي زوجة, لدي أطفال بحاجة لوالدهم |
| Brick, bu kızların babalarına ihtiyaçları var. | Open Subtitles | حَسناً، بريك الفتيات يحتاجون لوالدهم |
| Onların babalarına da ihtiyaçları var. | Open Subtitles | يحتاجون لوالدهم أيضاً |
| babalarına da ihtiyaçları var. | Open Subtitles | -أنهم أيضا فى حاجة لوالدهم |