| Bana sorarsan, artık elini taşın altına koyma vaktin geldi. | Open Subtitles | و لو سألتني فسأنصحك بوضع حذائك الفاخر فوق بعض الرقاب |
| Bana sorarsan asmamız gereken asıl kişi şu Tetley. | Open Subtitles | لو سألتني ، سأقول أن تيتلي هو الذي يجب أن نشنقه |
| Bana sorarsan onun yerinde olsam çok daha farklı işler yapacağımı söyleyebilirim. | Open Subtitles | اوليفر تويت, لو سألتني لفعلت الكثير بطريقه مختلفه, استطيع اخبارك بذلك. |
| Efendim, Bana sorarsanız göçük, ağaçtan düşen biri için biraz büyük. | Open Subtitles | سيّدي، الطعجة تبدو كبيرة قليلاً لرجل سقط من الشجرة، لو سألتني. |
| Bana sorarsanız bunun nedeni, genelde onun kelimeleri. | TED | لو سألتني لأجبت أن السبب غالبًا مفرداته. |
| Bana sorarsan o alçak bunu hak etmişti. Belki. | Open Subtitles | لو سألتني , الوغد كان يتوقع حدوث ذلك ربما |
| Bana sorarsan, onu fena dağıttı... hem de hiç kıvırmadan. | Open Subtitles | لو سألتني عن رأيي، فقد كذبت عليه وهو لم يفلح معها |
| Geniş belin kumaşı güzelmiş ama Bana sorarsan, yaka biçimi biraz zayıf kalmış. | Open Subtitles | الخط المائل علي امبراطورية الخصر يبدو لطيفاً ولكن خط الرقبه ضعيف قليلاً لو سألتني .. |
| Bana sorarsan, bence bu ikiniz için de iyi olacaktır. | Open Subtitles | أتعلم ، لو سألتني أن هذا سوف يكون شيء جيد لكم |
| Bana sorarsan, bence bu ikiniz için de iyi olacaktır. | Open Subtitles | أتعلم ، لو سألتني أن هذا سوف يكون شيء جيد لكم |
| Bana sorarsan ki kimse sormaz bana kız büyük bir hata yaptı. | Open Subtitles | لو سألتني.. بالطبع لا أحد يسألني لقد فعلت خطأ فادح |
| Ondan kurtulmuşsun işte. Bana sorarsan Vinnie tam bir hödükmüş. | Open Subtitles | أنتِ أفضل حالاً كثيراً بدونه لو سألتني "فيني" أحمق حقيقي |
| Bana sorarsan bebeğe yem fırlatmamız lazım. | Open Subtitles | لو سألتني فعلينا ان نلقي ذلك القرديس على موقد |
| - Brandy bize her şeyi söyler. - Bana sorarsan çok fazla söylüyor. | Open Subtitles | براندي تخبرنا بكل شيء اشياء كثيرة لو سألتني |
| - Bana sorarsan kutlama için daha erken. | Open Subtitles | إنهُ لمن المبكر الإحتفال قليلاً لو سألتني |
| Bana sorarsan, oldukça kötü bir sağdıç olursun. | Open Subtitles | لم أقدم لك أن تقوم به هنا؟ وصيف سيء جدا, لو سألتني. |
| Ama Bana sorarsanız kaptan yaz bitmeden onunla evlenmeyi ciddi ciddi düşünüyor. | Open Subtitles | لكن لو سألتني فالكابتن يفكر بجدية... في الزواج منها قبل... نهاية الصيف |
| Bana sorarsanız daha iyi durumdaydılar. | Open Subtitles | و لو سألتني فإنه كان من الأفضل لهما لو كانا بعيدا |
| Oh, elbette.. Bana sorarsanız Bart ondan bin kat daha tehlikeli. | Open Subtitles | " بالطبع , لو سألتني فهي أقل خطراً من " بارت |
| Pekala, sorsaydın bile muhtemelen onlardan bahsetmezdim çünkü onlar benim hassas noktam. | Open Subtitles | حسناً , حتى لو سألتني على الأغلب لم أكن لأذكرها لأنها أمر مؤلم بالنسبة لي |
| Eğer bana bir daha yapar mıydın, buna değer miydi diye sorarsanız... | Open Subtitles | لو سألتني هل سأفعلها ثانية وهل أعتقد أن الأمر يستحق؟ |
| Eğer bana bu sabah sormuş olsaydın gidecek bir yerim olmadığı için derdim. | Open Subtitles | ذلك مضحك، لو سألتني هذا الصباح ، لقلت لكِ لأنّه ليس لديّ مكانٌ آخر |