- Mazeretini doğrulayacak birini bulamadık. | Open Subtitles | لم نجد أي أحد ليؤكد حجة غيابك في الحقيقة... |
Hikayeni doğrulayacak kimse var mı? | Open Subtitles | هل رأكم أحد ليؤكد قصتك؟ |
Aklının başında olduğunu onaylayacak bir psikiyatrist. | Open Subtitles | طبيب نفسي ليؤكد أنّك عاقل |
- Bunu onaylayacak biri var mı? | Open Subtitles | -هل ثمة أحد ليؤكد ذلك؟ لا. |
Randevusunu teyit etmek için dün gece beni aradı. | Open Subtitles | لكنه أتصل بي الليلة الماضية ليؤكد موعد جلسته |
Bütün çevre uzmanların bildiği birşeyi teyit etmek için yeni bir çevre uzmanı-- | Open Subtitles | لا نريد خبير بيئي آخر ليؤكد ما يعرفه أي خبير... |
Kendi teşhisini çaresizce onaylatmak istiyor ve karşı gelenlere de şiddet uygulayacaktır. | Open Subtitles | إنه مستميت ليؤكد تشخيصه الذاتي وسوف يكون عنيفًا تجاه من لا يفعل. |
Rebecca'nın neden ona gittiğini size anlatsın bir bebek beklediği gerçeğini size doğrulasın tatlı, kıvırcık saçlı küçücük bir bebek. | Open Subtitles | ليؤكد حقيقة أنها ستلد طفلاً طفل صغير لطيف |
Bunu doğrulayacak biri var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي أحد ليؤكد ذلك ؟ |
Üzerinde mavi bir kazak ve eşofman altı bulunan Bay Spector on dakikalık duruşma sırasında sadece adını ve doğum tarihini teyit etmek için konuştu. | Open Subtitles | مرتديًا قميصًا أزرق، وسروال رياضيًا تحدث السيد "سبيكتور" فقط ليؤكد اسمه وتاريخ ميلاده في جلسة استماع استغرفت 10 دقايق |
Seni öldürdüğümü teyit etmek için. | Open Subtitles | ليؤكد له أنني قتلتك |
Memur Dexter, doğruluğunu teyit etmek için yarın burada olacak. | Open Subtitles | سيكون (ديكستر) هنا بالغد ليؤكد ذلك |
Öğlen yemeğinizi onaylatmak için aradı ama ona çoktan garip bir sandviç yediğini söyledim. | Open Subtitles | نعم لقد إتصل ليؤكد غذائكِ، لكنني أخبرته أنك سبق وأكلت شطيرتك الغريبة |
Rebecca'nın neden ona gittiğini size anlatsın bir bebek beklediği gerçeğini size doğrulasın tatlı, kıvırcık saçlı küçücük bir bebek. | Open Subtitles | "إذهب وأستجوب الطبيب "بيكر .... "سيخبرك لماذا ذهبت إليه "ريبيكا ليؤكد حقيقة أنها ستلد طفلاً طفل صغير لطيف |