| Bu onlar için bir ödül değil. Daha da büyük bir şey bu. | Open Subtitles | هذه ليست جائزة لهم فحسب إنها أكبر من ذلك |
| Bu bizim için çok da heyecan verici bir ödül değil. | Open Subtitles | ... تلك ليست جائزة مُثيرة لنا . و للمشاهدين المنكبين على التلفاز |
| Bu bizim için çok da heyecan verici bir ödül değil. | Open Subtitles | ... تلك ليست جائزة مُثيرة لنا . و للمشاهدين المنكبين على التلفاز |
| Tanrı aşkına, bir maç kazandı, Nobel ödülü değil. | Open Subtitles | "يا إلهي ، لقد فازت بمباراة للكرة ، ليست جائزة "نوبل |
| Nobel ödülü değil, Novitski o bir kere. | Open Subtitles | إنها ليست جائزة (نوبل)، بل جائزة (نوفيتسكي)، حسناً؟ |
| Hey, bu hiç de büyük bir ödül değil. | Open Subtitles | هذه ليست جائزة جميلة |
| - O bir ödül değil. | Open Subtitles | انها ليست جائزة |
| Hannah? Teselli ödülü değil o. | Open Subtitles | هانا) ليست جائزة ترضية) |