Diyorum ki, burada, Heather, bilgilerin çoğu kayıt dışı şeyler. | Open Subtitles | أنا . أعني، هناك الكثير من المعلومات هنا، يا هيذر، التي ليست للنشر. |
Pek çok şeyi bana kayıt dışı söylediğini iddia ediyor. | Open Subtitles | بيدعى أنه أخبرنى أشياء , ليست للنشر |
Sadece bu gecenin kayıt dışı olduğunu söyledim. | Open Subtitles | كنت أقول فقط أن هذه الليلة ليست للنشر. |
Bu durum kayıt dışı olarak tartışılmış olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن المناقشة ليست للنشر |
Bu konuşma resmen kayıt dışı kalacak. | Open Subtitles | هذه المحادثة رسميا ليست للنشر |
Elbette kayıt dışı olarak. | Open Subtitles | ليست للنشر بالتأكيد |