Çünkü onu sevdiğinden emin değil. | Open Subtitles | لكن الأمر معقد إنها ليست متأكدة من أنها تحبه |
Adamla kalmak istediğinden emin değil. | Open Subtitles | هي ليست متأكدة حتى من أنها تريد البقاء معه |
Sue Sylvester böyle bir dünyada yaşamak istediğine pek emin değil. | Open Subtitles | سو سلفستر ليست متأكدة أنها تريد أن تعيش بذلك النوع من العالم |
- Sana güveniyor ama bizden emin değil öyle mi? | Open Subtitles | هي تستطيع ان تثق بنا لكنها ليست متأكدة عن بقيتنا ؟ |
Şükran Günü'nde ne yapacağından hâlâ emin değilmiş. | Open Subtitles | وقالت أنها ليست متأكدة بعد مما ستفعله في العطلة. |
Sanki mutlu olmasının sorun olup olmadığından emin değil gibiydi. | Open Subtitles | كما لو أنها ليست متأكدة, إذا كان الأمر طبيعياً أن تكون سعيداً |
Ve sonra da, arkadaşlarından biri onu öldürmüş. Kim olduğundan emin değil. | Open Subtitles | وبعدئذٍ قتلها أحد أصدقائها وهي ليست متأكدة من ماهيته |
Ne olduğundan emin değil, ama doğru olmadığını biliyor. | Open Subtitles | أنها ليست متأكدة ما مضمونها, ولكنها تعرف بأنها غير قانونية |
Nasıl telaffuz edildiğinden pek emin değil, ama yeşil kartını alabilecek. | Open Subtitles | ليست متأكدة كيف تنطقها كي يحصل علي بطاقته الخضراء |
Aslında hala emin değil.. | Open Subtitles | في الواقع، انها ليست متأكدة بعد. |
Göğsünü aldırmak konusunda pek emin değil. | Open Subtitles | انها ليست متأكدة حيال استئصال الثدي |
- Gerçek adından bile emin değil. | Open Subtitles | إنّها ليست متأكدة من إسمك حتـى |
Adam'ın yeteri kadar protein aldığından emin değil. | Open Subtitles | وهي ليست متأكدة من أن " آدم يحصول على ما يكفي من البروتين. |
Babasının kim olduğundan bile emin değil aslında. | Open Subtitles | ليست متأكدة من الأب أيضًا |
Jennifer Diane Schecter bunların hiçbirinin oluşundan emin değil, ya da JDS'ye anlatılan bir hikaye mi, JD'nin anlattığı, J. I'ın bir şiirinden sonra, JDS., Jennifer Schecter JDS kendisinden birçoğuna sahip. | Open Subtitles | (جينيفر ديان شيكتر) ليست متأكدة إطلاقاً ما إذا كان شئ مما قد حدث قد حدث أو أن ذلك كان مجرد كذبة قيلت لـ(جي دي إس) من قبل (جي دي) بعد قصيدة لـ(جي). |
Hadi. Çocuk emin değil. | Open Subtitles | هيا، الطفلة ليست متأكدة |
Neden öyle emin değilim, çünkü Iowa Eyalet'i de emin değil. | Open Subtitles | السبب في أنني لست متأكدة أن ولاية (أيوا) ليست متأكدة |
Jake, Marley'i gözüne kestirdi ki Kitty bundan hiç memnun değil ve Emma McKinley'yi bırakıp, Will'le Washington'a gitmek istediğine emin değil. | Open Subtitles | (جايك) معجب بـ(مارلي) (الأمر الذي يجعل (كيتي غير سعيدة إيما) ليست متأكدة من) "من مغادرة "مكنلي |
Tam olarak emin değil. | Open Subtitles | ليست متأكدة تماماً |
..ve Adam'ın yeterince protein alıp almadığına emin değilmiş. | Open Subtitles | وهي ليست متأكدة من أن " آدم يحصول على ما يكفي من البروتين. |