| Bir dakika bekleyin. Hayır, hayır. Paranız Bende değil. | Open Subtitles | لحظة من فضلكم ، لا ، نقودكم ليست معي هنا |
| Kameranı almak için bütün bu yaptıklarına son ver. Bende değil ki. | Open Subtitles | هلا تتوقف عن محاولة استعادة كامرتك إنها ليست معي |
| Pil Bende değil ama artık onu kimse alamaz. | Open Subtitles | البطارية ليست معي لكن لا أحد سيحصل عليها الآن. |
| Üzgünüm, anahtarlar Yanımda değil. | Open Subtitles | أنا آسفة، المفاتيح ليست معي. لا بد أني نسيتهم في البيت. |
| Hayır, yani bende! Ama şu anda Yanımda değil. Ama güvende. | Open Subtitles | أعني أجل لكنها ليست معي إنها في مكان أمن حصلنا على كل شئ، صدقني، ثق بي |
| Benim işimse bu koyu korumak, onun için problemin de benimle değil. | Open Subtitles | مهمتي هي حماية هذا المكان لذا مشكلتكَ ليست معي أيضاً |
| Sadece benim malım ona verme. -Merak etme Bende değil zaten. | Open Subtitles | لكن إياك أن تعطيها حقيبتي - لا تقلق ، إنها ليست معي - |
| Bilmiyorum. Bende değil. Belki de kaybettim. | Open Subtitles | أنا لا أعرف, إنها ليست معي, ربما فقدتها |
| Football Bende değil. Tekrarlıyorum, Football Bende değil. | Open Subtitles | الكرة ليست معي، الكرة ليست معي |
| Size söylüyorum ya, Bende değil. Bende değil, tamam mı? | Open Subtitles | صدقني، ليست معي ليست معي، حسناً؟ |
| Bende değil, yemin ederim. Eğer olsaydı sana verirdim. | Open Subtitles | أقسم أنها ليست معي كنت لأعطيها لك |
| Dokunma bana. Kimliğin Bende değil. | Open Subtitles | أبعد يداكَ عني ، شارتكَ ليست معي |
| Dediğim gibi, kimliğin Bende değil. | Open Subtitles | كما أخبرتكَ سيدي ، شارتكَ ليست معي |
| Pompan Bende değil ama burayı yerle bir etmene gerek yoktu. | Open Subtitles | مضختك ليست معي , ولكن لايجب أن تُدمر المدينة . |
| Takımın Bende değil. Onu verdim. | Open Subtitles | ليست معي بذلتك، تخلّصت منها. |
| X-ışını gözlükleri Yanımda değil, ama sanırım bu, yeni satın aldığın arabanın faturası. | Open Subtitles | ليست معي عدسات اشعة اكس لكن , اظن انها فاتورة السيارة الجديدة التي اشتريتها |
| Kusura bakmayın, cüzdanım Yanımda değil. Eğer telefonu kullanmama izin verirseniz... | Open Subtitles | آسف، محفظتي ليست معي لو تسمحين لي أن أستخدم هاتفك |
| Bu organizasyonda ne demem gerektiği hakkında düşünmemiz gerekiyor ama o Yanımda değil. | Open Subtitles | علينا التفكير في حُجةٍ أقولها حين أحضر هذا الحدث وهي ليست معي |
| Gözlüğüm Yanımda değil. Lütfen, okur musun? | Open Subtitles | نظاراتي ليست معي اقرأ لي لو سمحت |
| Canım, aslında benim hediyem Yanımda değil. | Open Subtitles | عزيزتي في الواقع هديتكِ ليست معي |
| - Rufus, Lily benimle değil, haklısın ama bunları konuşmak bana düşmez. | Open Subtitles | (روفس) , معك حق (ليلي) ليست معي لكن الأكثر من ذلك ليس من حقي إخبارك عن شيء |
| Dürbünlü tüfekle vurabilirdim ama Yanımda yok. | Open Subtitles | استطيع فعلها ببندقية لكنها ليست معي |
| Bende değiller. | Open Subtitles | إنها ليست معي |