Mambo kralı Xavier Cugat'dan daha büyük değil ama. | Open Subtitles | أبي نجم الروك الأكبر على الكوكبِ. أوووه.. ليس أكبر من كوجات ملك المامبو |
Bundan pek de büyük değil, aslında. Hiç arkadaş canlısı da değil. | Open Subtitles | ليس أكبر من هذا بكثير في الواقع وليس بأكثر حميمية |
Aydaki yansıtıcı yaklaşık 45 santimetrekare, bu fotoğraftan çok da büyük değil. | Open Subtitles | العاكسُ على القمر يُقدّر بحوالي 45 سنتمتر مربّع, ليس أكبر من هذه الصورة بكثير. |
Gerçek olanı daha büyük olacak ama çok da büyük değil paslanmaz sabit alan değiştirici bir tasarım üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | الحقيقيّ سيكون أكبر، إنما ليس أكبر بكثير. إني أعمل على تصميم ذو درجة ميل متغيّرة ومجال ثابت الحجم. |
- Loomis benden çok da yaşlı değil. | Open Subtitles | لوميس ليس أكبر منّي بكثير |
Sizden o kadar da yaşlı değil. | Open Subtitles | ليس أكبر كثيراً منكم جميـعاً |
Söyleyebileceğim en yakın tahmin, boş uzay cebinde olduğumuz istasyondan daha büyük değil, gerçek hedefimize gitmek için yetersiz olan enerji yüzünden cihazın kendisi tarafından oluşturulmuş. | Open Subtitles | كل ما بأمكاني قوله نحن في فضاء فارغ ليس أكبر من المحطة |
Haşhaş tohumundan daha büyük değil. En azından şimdilik. | Open Subtitles | هو ليس أكبر من بذرة خشخاش ليس الآن |
Şimdi o senden o kadar da büyük değil, ve yine de babasının tarım işlerini savunma müteahhitliğine getirdi. | Open Subtitles | الآن، إنه ليس أكبر سناً بكثير منك... وحالياً أدار أعمال والده الزراعية إلى أبرز أعمال التعهدات الدفاعية |
Papatya yaprağından bile büyük değil. - O ne? | Open Subtitles | ليس أكبر من بتلة زهرة الربيع. ما هذا؟ |
Oğlumdan büyük değil. | Open Subtitles | ليس أكبر من ابني |
Belki daha büyük değil ama daha diri en azından. | Open Subtitles | ربما ليس أكبر ، لكن بشكل أفضل |
Tanrı kadar büyük değil. | Open Subtitles | ليس أكبر من الربّ |
Senin oğlundan daha büyük değil Erito. | Open Subtitles | ( إنه ليس أكبر من إبنك ( إيراتو |
bir melek burada.bir delikanlıdan yaşlı değil. | Open Subtitles | ملاك ليس أكبر من شاب |