- Ne kadar kolay söyledin. Ama verebilmen için sahip olman gerekiyor. Ve benim onayım olmadıkça alamazsın. | Open Subtitles | ولكن ليس بإمكانك التخلي عنه قبل أن تحصلي عليه وأنتِ لا تستطيعين ذلك بدون إعترافي بكِ |
Senin ilk yılın. alamazsın, üzgünüm. | Open Subtitles | أنت في السنة الأولى .ليس بإمكانك الحصول على واحد ، آسف |
Gecenin yarısında, bir kadının evine girip temizlik yapamazsın. | Open Subtitles | ليس بإمكانك إقتحام شقة إمرأة في منتصف الليل و تنظيفها |
Artık Riley'yle istediğini yapamazsın. | Open Subtitles | ليس بإمكانك أن تفعل ما يحلو لك مع رايلي بعد الآن |
Bu piramidi, ki tekrar söylüyorum bir gün mezarın olacak, yapan kölelerle ilgili duygularının senin dikkatini dağıtmasına izin veremezsin. | Open Subtitles | ليس بإمكانك السماح لعواطفكِ صرف إنتباهكِ وقت إتخاذ القرار بخصوص العبيد العاملين في بناء الهرم، والذي، من جديد، |
Ne demek aramayı takip edemezsiniz? | Open Subtitles | ماذا تقصد أنّه ليس بإمكانك تعقب الإتّصال؟ |
Biliyorum ailen ile geçirmediğin zamanları geri alamazsın ama telâfi edebilirsin. | Open Subtitles | أعلم أن ليس بإمكانك استعادة الوقت الضائع مع عائلتك ولكن بإمكانك التعويض عنه |
Biliyorum ailen ile geçirmediğin zamanları geri alamazsın ama telafi edebilirsin. | Open Subtitles | أعلم أن ليس بإمكانك استعادة الوقت الضائع مع عائلتك ولكن بإمكانك التعويض عنه |
Biliyorum ailen ile geçirmediğin zamanları geri alamazsın ama telâfi edebilirsin. | Open Subtitles | أعلم أن ليس بإمكانك استعادة الوقت الضائع مع عائلتك ولكن بإمكانك التعويض عنه |
Bir dükkândan her istediğin şeyi alamazsın. | Open Subtitles | ليس بإمكانك أخذ ما تُريد في متجر. |
Siktiğimin şapkasını geri alamazsın! | Open Subtitles | لا ليس بإمكانك |
İkimiz de yaşıyorken yapamazsın. | Open Subtitles | أعني أنه ليس بإمكانك المواصلة بوجودنا نحن الاثنين |
- Artık eskisi gibi yapamazsın. | Open Subtitles | ليس بإمكانك تسيير الأمر بالطريقة القديمة بعد الآن |
- Sen bir hayvansın! Bana bunu yapamazsın! | Open Subtitles | -أنت مجرد حيوان, ليس بإمكانك أن تفعل هذا بى |
- Kızgın değilim demiştiniz. - Bana bunu yapamazsın. | Open Subtitles | -سيد (شييارد)، قلتُ أنك لن تغضب ليس بإمكانك أن تفعل هذا بي. |
Bunu yapamazsın. | Open Subtitles | ليس بإمكانك فعل هذا |
Ne yapamazsın? | Open Subtitles | ليس بإمكانك ماذا ؟ |
Öyle durup seni yumruklamasına izin veremezsin. | Open Subtitles | ليس بإمكانك أن تقفي هناك وتسمحين لها بلكمك |
O çocuğa zarar veremezsin, Debbie bunu ikimizde biliyoruz. | Open Subtitles | (ليس بإمكانك أن تؤذيه يا (ديبى كلانا نعرف ذلك |
Sayısını tahmin edemezsiniz bile. | Open Subtitles | ليس بإمكانك عدهم جميعاً |
- İtiraz etmeliyim. - İtiraz edemezsiniz. | Open Subtitles | يجب أن أحتجّ ليس بإمكانك الإحتجاج! |