Fakat midye toplamak göründüğü kadar kolay değildir. | Open Subtitles | ولكن هذا الصامت ليس بالسهولة التي يبدو عليها |
Ama hiç göründüğü kadar kolay değildir. | Open Subtitles | والذي ليس بالسهولة التي تراها تحتاج للكثير من الحبال والسلاسل |
Belki Memphis'teki en büyük eroin tacirinin işini bitirmek sandığın kadar kolay değildir. | Open Subtitles | ربما القضاء على أعظم تاجر في "ميمفيس" ليس بالسهولة التي نتصورها. |
Bu adam hakkında bilgi bulmak sandığınız kadar kolay değil. | Open Subtitles | حسنا العثور على معلومات عن هذا الرجل ليس بالسهولة التي تظنها |
Evet Jesse, düşündüğün kadar kolay değil. | Open Subtitles | أجل يا جيسي، الأمر ليس بالسهولة التي تعتقدها |
Bu da kübizmden. Göründüğü kadar kolay değildir. | Open Subtitles | هذا (كيوبيزوم) ليس بالسهولة التي يظهر عليها |
İnan bana geleceği değiştirmek sandığın kadar kolay değil. | Open Subtitles | تقي بي تغيير المستقبل ليس بالسهولة التي تتوقعينها |
Çoğu insan, güçlü gürültü yönetmeliği ve yaptırımı iyi fikir diye düşünür, hatta aşikar çözümler, belki, fakat düşündüğünüz kadar kolay değil, çünkü gürültü üreten aktivitelerin çoğu aynı zamanda gelir de üretiyor. | TED | يعتقد كثيرون أن الأنظمة والتطبيقات ذات الصوت العالي تعبر عن أفكار جيدة، أو حتى حلول واضحة، ربما، لكن الأمر ليس بالسهولة التي قد تظنونها، لأن العديد من الأنشطة التي تولد ضجيجًا تولد أيضًا ضرائب. |
- Göründüğü kadar kolay değil o iş. | Open Subtitles | الأمر ليس بالسهولة التي يبدو عليها |