| Bay Moore, burası bu görüşme için uygun bir yer değil. | Open Subtitles | سيد مور, هذا ليس بالمكان المناسب لنتحدث فيه بهذا الشأن |
| Biliyorum burası uygun bir yer değil ama, burada olduğunuzu gördüm. | Open Subtitles | أعلم بأن هذا ليس بالمكان المناسب ولكنني لاحظت وجودك هنا و... |
| Futbol sahası, güçlerini kullanacağın bir yer değil. | Open Subtitles | مضمار كرة القدم ليس بالمكان المناسب لإستعمال قواك |
| Belki de Memorial benim için doğru yer değildir. | Open Subtitles | حسنا، لعل مشفى ميموريال ليس بالمكان الصحيح بالنسبة لي في نهاية المطاف |
| Bu konuşmanın yeri değil. | Open Subtitles | اسمع انظر حولك هذا ليس بالمكان المناسب لهذه المحادثة |
| Aslında oralar hiç iyi yerler değil. | Open Subtitles | في الواقع, هو ليس بالمكان الجيد |
| Treblinka'da bu kadar çok kişi imha edildi ancak o kadar da büyük bir yer değildi, değil mi? | Open Subtitles | تريبلينكا تم القضاء على الكثير هنا ليس بالمكان الكبير، اليس كذلك؟ |
| Dişi onları çağırıyor ama, bu dik yamaç ilk adımlarını atmak için hiç kolay bir yer değil. | Open Subtitles | الأنثي تناديهم. لكن هذا المنحدر الحاد ليس بالمكان الأسهل لإتخاذ خطواتك الأولي. |
| Orası senin gibilerin sıkıldığı zaman gidecekleri bir yer değil. | Open Subtitles | ذلك المكان ليس بالمكان الذي يأتي فيه شخصا مثلك ليمضي وقته |
| Bir erkeğin adımı dövme yaptırdığı en ilginç yer değil doğrusu. | Open Subtitles | ليس بالمكان الأكثر غرابة لرجل أن يُكتب عليه اسمي. |
| Penisin yoksa şayet, hapishane o kadar da kötü bir yer değil. | Open Subtitles | السجن ليس بالمكان السيء ما دمت لا تمتلك قضيبًا. |
| Duruşma salonundayız... seks hayatınızı konuşmak için, uygun bir yer değil burası. | Open Subtitles | هذه غرفة محامأة ربما ليس بالمكان المناسب لمناقشة حياتك الجنسية |
| Güney Nijerya dünyada en çok sevdiğim yer değil. | Open Subtitles | جنوب " نيجيريا " ليس .. بالمكان المفضل لي |
| Güney Nijerya dünyada en çok sevdiğim yer değil. | Open Subtitles | جنوب " نيجيريا " ليس .. بالمكان المفضل لي |
| Burası ona göre bir yer değil. Çok korkuyor. | Open Subtitles | هذا ليس بالمكان الجيد له، إنه مذعور |
| Bir aile için çok da mükemmek bir yer değil. | Open Subtitles | ليس بالمكان الجيد لكي تكون به مع عائلتك |
| Sen haklısın. L.A. bir çocuk ya da bir baba büyütülecek bir yer değil. | Open Subtitles | قد أصبتِ، "لوس أنجلس" ليس بالمكان المناسب لتربية بنت أو حتّى أب |
| Özellikle güneşin vurduğu zamanlarda öylece oturup dinleneceğiniz yer değildir. | Open Subtitles | إنه ليس بالمكان الذي ترغبون أن تتسكون فيه، بالاخص عندما تشرق الشمس. |
| Burası sorun yaşamak için iyi bir yer değildir. | Open Subtitles | ليس بالمكان المناسب لحدوث مشكلة. |
| Burası günah çıkarma yeri değil. | Open Subtitles | هذا ليس بالمكان المناسب لتتخلص من شعورك بالذنب |
| Büyük bir yer değildi. | Open Subtitles | ليس بالمكان الكبير |