| Kurbanımız öleli beş saat oldu daha bir şüphelimiz yok. | Open Subtitles | الضحية مات لخمس ساعات بالفعل ليس لديّنا حتى مشتبه به |
| Tam tersi. Kaybedecek daha fazla zaman yok. | Open Subtitles | علي العكس، ليس لديّنا المزيد من الوقت لنُضيعه. |
| - Evet ama başka seçeneğimiz yok. - Boş yere kürek çeksek bile mi? | Open Subtitles | ـ أجل، ولكن ليس لديّنا خيار ـ حتى إن كانت بلا طائل؟ |
| Tabii ki öyle, çünkü hisseleri kendimize saklamaktan başka hiçbir planımız yok. | Open Subtitles | بالطبعِ أعتقدُ ذلك، لأن ليس لديّنا خطة لفعلِ أيّ شيءٍ عدا إبقاء تلك الأموالِ لنا. |
| Keşke daha fazla zamanımız olsaydı ama yok. | Open Subtitles | كنت أتمنى لو لديّنا المزيد من الوقت، لكن ليس لديّنا |
| Hiç paramız yok. | Open Subtitles | نحن ليس لديّنا الشلين * الشلين : وحدة نقدية سابقة في بريطانيا العظمى * |
| Delil için arama iznimiz yok. | Open Subtitles | ليس لديّنا مذكرة للبحث عن الأدلة |
| Hiç yasal hakkımız... yok mu? | Open Subtitles | ليس لديّنا... إستعانة قانونية... |
| Bizde yok. | Open Subtitles | ليس لديّنا أيّ منها |
| - sorun var -hiçbir sorun yok | Open Subtitles | -ألديكُم أىّ مشاكِل؟ -لا ليس لديّنا أىّ مُشكله . |
| Çok zamanımız yok. | Open Subtitles | ليس لديّنا الكثير من الوقت |
| - Başka çıkar yolu yok. | Open Subtitles | ليس لديّنا خيار آخر |
| Ya sen? Açıkçası, hiçbir fikrimiz yok. | Open Subtitles | صدقًا، ليس لديّنا فكرة |
| - Hiçbir fikrim yok. | Open Subtitles | ـ ليس لديّنا فكرة |
| - Sanırım başka şansımız yok. | Open Subtitles | -أعتقد ليس لديّنا خيار |
| - Çadırımız yok ki. | Open Subtitles | -لكن ليس لديّنا خيّم |