| Bana yardım edecek hiç kimsem yok, ne bir oğlum, ne de kardeşim. | Open Subtitles | ليس لدي أحد لا أخ ولا ابن ليساعدني أنا لست سوى عجوز لا يصلح لشيء |
| Ne düşüneceğim ne geceleri bekleyeceğim ne de seveceğim kimsem yok. | Open Subtitles | ليس لدي أحد بعد الأن. لا أحد أفكر فيه. لا أحد أجلس معه ليلاً. |
| Öğretmenim, lütfen. Çünkü bu isteğimini söyleyebilcek başka kimsem yok. | Open Subtitles | معلم , أرجوك , هذا لأنه ليس لدي أحد لأطلب منه هذا المعروف , غيرك |
| Merkez: Oraya gönderebileceğim kimse yok. | TED | 911 : ليس لدي أحد لأرسله إليك. |
| Kendimden başka suçlayacak kimsem yoktu. | Open Subtitles | أعني .. ليس لدي أحد ألومه .. غير نفسي |
| Benim arayacak kimsem yok. Becky, benim. Arayıp bir "merhaba" diyeyim dedim. | Open Subtitles | حين أعود إلى المنزل غداً. ليس لدي أحد لأتصل به. بيكي، هذا أنا. |
| Gidecek bir yerim, arayacak kimsem yok. | Open Subtitles | ليس لدي مكان لأذهب إليه. ليس لدي أحد أقدر أن أتصل به. |
| Çünkü konuşacak kimsem yok ve senin de yok gibi duruyor. | Open Subtitles | اضافه انه ليس لدي أحد لأتكلم معه وبدوتي أنتي كذلك |
| Elbiselerden konuşacak kimsem yok. - Gelip, bana tavsiye verir misin? | Open Subtitles | كما تعلمين، ليس لدي أحد أستشريه بخصوص الأزياء، هلا تأتين وتشورين علي؟ |
| Dünyanın en harika kadınıyla evlenen dünyanın en şanslı adamını göreceğim ama benim kimsem yok. | Open Subtitles | سأرى الرجل الأسعد حظًا في العالم يتزوج أروع سيدة في العالم، وأنا ليس لدي أحد. |
| İstersen buna inanmayabilirsin ama artık senden başka kimsem yok. | Open Subtitles | يمكنك أن تنكر ذلك إذا أردت ولكن ليس لدي أحد سواك الآن |
| Onu geri almalısın, başka kimsem yok. | Open Subtitles | وأنت يجب أن تستعيدها ليس لدي أحد |
| Hayır. kimsem yok. Yani, evet yalnızım. | Open Subtitles | لا، ليس لدي أحد اعني، اجل، انا عزباء |
| Başka kimsem yok. Gerçekten. | Open Subtitles | ليس لدي أحد آخر للجوء إليه، أنا حقا.. |
| Konuşacak kimsem yok. Konuşacak kimsem yok. | Open Subtitles | ليس لدي أحدث لأحدثه ليس لدي أحد لأحدثه |
| Bana kefil olacak kimsem yok. | Open Subtitles | ليس لدي أحد ليكفلني، لكن بالكاد أستطيع... |
| Geldiğin için sağ ol. Gördüğün üzere kimsem yok. | Open Subtitles | شكراً لقدومك، ليس لدي أحد كما ترى |
| Benim evlât beni terk etti. Yani kimsem yok. Yalnız yaşıyorum. | Open Subtitles | يا رجل, ليس لدي أحد أعيش وحيداً |
| Sen sadece yapmak istemiyorsun. Sizden başka güvenebileceğim kimse yok hayatımda. | Open Subtitles | ليس لدي أحد آخر أستطيع أن أعتمد عليه |
| Konusacak baska kimsem yoktu. | Open Subtitles | ليس لدي أحد حتى أتحدث معه |
| Matthew de olmadığından gidecek kimsem kalmadı. | Open Subtitles | بعد موت، (ماثيو) ليس لدي أحد آخر ألجأ إليه. |