| Seninle böyle konuşmaya hakkım yok. | Open Subtitles | . ليس لدي الحق في الاستطراد بالحديث معكِ |
| - Konuşmaya hakkım yok... - İyi haberlerim var. | Open Subtitles | ـ ليس لدي الحق في التكلم ـ لدي ــ لدي أخبار جيدة |
| Bir mucize olmasını istemeye hakkım yok çünkü hiçbir şeye gerçekten inanan biri olamadım. | Open Subtitles | ليس لدي الحق لأطلب معجزة لانني لست من من يصدقون كثيراً بأي شيء |
| Seninle öyle konuşmaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | ليس لدي الحق في الصراخ عليك هكذا |
| Sizden bunu istemeye hiçbir hakkım olmadığının farkındayım. | Open Subtitles | أعي أنه ليس لدي الحق بالتواجد هنا |
| Teğmen, size hatanızı göstermek gibi bir hakkım ya da niyetim yok. | Open Subtitles | أيها المساعد , ليس لدي الحق , ولا النية لإشارة خطأك |
| Yani bunu abartmamalıyım. Sinirlenmeye hakkım yok. | Open Subtitles | عليّ أن أظل هادئة ليس لدي الحق حتّى في الغضب |
| Ne yapacağını bilmiyor ve ona ne yapacağını söyleme hakkım yok. | Open Subtitles | ,هي لا تعرف ما الذي يجب ان تفعله و ليس لدي الحق في أخبرها ماذا تعمل |
| Senin hislerini sorgulamaya hakkım yok. | Open Subtitles | ليس لدي الحق المطالبة بالتوضيح على مشاعرك |
| Zaten bir şeyleri önemsemeye hakkım yok. | Open Subtitles | على أية حال, ليس لدي الحق حتى في ان أهتم بهذه الأشياء |
| Demek istediğim biliyorum ki senden bir şey bekleme gibi bir hakkım yok. | Open Subtitles | أعني أعرف أنه ليس لدي الحق في انتظار شيء |
| Sana ve nişanlına sorun çıkarmaya hakkım yok. | Open Subtitles | ليس لدي الحق أن أسبب لكِ المتاعب أو لخطيبك المسكين |
| Bunu sormaya hakkım yok ama ona ulaşabilmiş olsan her şeyi tersine çevirebilirdin diye düşünüyorum. | Open Subtitles | يهزمها طوال الوقت ليس لدي الحق في الطب لكن أعتقد لو ذهبت إليها |
| Bunu istemeye hakkım yok ama ona ulaşabilmiş olsan her şeyi tersine çevirebilirdin diye düşünüyorum. | Open Subtitles | ليس لدي الحق للطلب لكن أظنك لو وصلت إليها فسوف تقطع شوطاً كبيراً في تغييرها |
| Alıngan olmaya hakkım yok. Hepsi doğru. Hey. | Open Subtitles | ليس لدي الحق في أن أكون حساسا، لذا كل شيء بخير أظن انني حللت الأمر |
| Ona isim koymaya hakkım yok. | Open Subtitles | ليس لدي الحق في أن أعطيه واحد. |
| Ona bir daha dokunmaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | أنا حقاً ليس لدي الحق أن ألمسها مجدداً |
| Onu yapmaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | ليس لدي الحق بأن أفترض بأنني يمكن |
| Sana bu şekilde hakaret etme hakkım yoktu. | Open Subtitles | ليس لدي الحق لإهانتك بهذا الشكل |
| Sizden bunu istemeye hiçbir hakkım olmadığının farkındayım. | Open Subtitles | أعي أنه ليس لدي الحق بالتواجد هنا |