| - Geçen sefer fırsat bulamadım. - Sana söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | في المرة السابقة ، لم تسنح لي الفرصة ليس لدي شيئ أقوله لك |
| Şimdi sırtımdaki urbadan başka bir şeyim yok. | Open Subtitles | من اجل عزاء والدك الان ليس لدي شيئ سوى الرداء الذي على ظهري |
| Lütfen gel. Lando'yla konuşacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | تعالي رجاءا، ليس لدي شيئ لأقوله للاندو |
| Saklayacak hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيئ لأخفيه |
| Senin için hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيئ لك. |
| Transfer ettikleri mahkumla ilgili henüz Bir şey bulamadım. | Open Subtitles | ليس لدي شيئ عن السجناء وعلى نقلهم |
| - Hayır olmaz, bunun senin açından kötü bitecek olması dışında söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | لا ، ليس لدي شيئ اقوله - عدا ان هذا سوف ينتهي بشكل سيئ لك |
| - Efendim, benim kaybedecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | سيدي ليس لدي شيئ لأخسره |
| Ondan saklayacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيئ اخفيه عنه |
| Sana söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيئ كي اقوله لك |
| Söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيئ لأقوله |
| O adama söyleyecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيئ لاقوله لهذا الرجل |
| Saklayacak bir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيئ اخفيه. |
| - Devam et, saklayacak hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيئ اخفيه |
| Geri dönmek için hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيئ لأعود من أجله . |
| Bir şey bulamadım. | Open Subtitles | ليس لدي شيئ |
| Bir şey bulamadım. | Open Subtitles | ليس لدي شيئ |