Hayır, bu soruyu konuyla alakasız buluyoruz. | Open Subtitles | لا ،وأود أن تنظر الى ان السؤال ليس له صلة |
Bağışlanan paranın alakasız olduğunu göstermemiz gerekiyor. | Open Subtitles | نحن نريد ان نثبت بأن المال ليس له صلة |
Gizem çözüldü cevap alakasız. | Open Subtitles | إذًا، تمّ حلّ اللغز، الجواب ليس له صلة. |
Bu sorunun kesinlikle soruşturma ile ilgisi yoktur. | Open Subtitles | أعتراض .هذا السؤال ليس له صلة بالأمر تماماً |
Albay Drummond, yönetimimiz zoolojinin dava ile ilgisi bulunmadığına karar verdi. | Open Subtitles | "كولونيل " دراموند إن منصة القاضى تقر أن علم الحيوان ليس له صلة بالقضية |
İtiraz ediyorum. Dava ile alakasız ve davaya etkisi yok. Reddedildi. | Open Subtitles | اعتراض ليس له صلة بالقضية وليس مهم |
Çünkü geriye kalan şeyler alakasız. | Open Subtitles | لأن غير ذلك، ليس له صلة بالمغزى. |
Çünkü geriye kalan şeyler alakasız. | Open Subtitles | لأن غير ذلك، ليس له صلة بالمغزى. |
Eğer bu kanıt yerleştirilmişse deşifre ettiğiniz dosya en iyi ihtimalle alakasız, en kötü ihtimalle de yanlış yönlendirme olur. | Open Subtitles | -لست متأكداً، إن كان الدليل قد تم وضعه فالملف الذي تقومين بفك شفرته ليس له صلة بالموضوع على الأغلب توجيه خاطئ في أسوأ الأحوال |
alakasız. | Open Subtitles | ليس له صلة , هجوم |
Konuyla alakasız. | Open Subtitles | هذا ليس له صلة |
Patronunla buluşman Cate ile ilgisi olmayan biriyle görüşmeye dahil değil. | Open Subtitles | PS تعني , مديرتك لا تعد موعد كـ شخص ليس له صلة بكايت |
Cate ile ilgisi olmayan biriyle görüşmem zor. | Open Subtitles | ليس له صلة بـ كايت |