| 2 kere kontrol ettik. Hata yok. | Open Subtitles | لقد تحققنا وأعدنا التحقق ليس هناك خطأ |
| Hesapta hiç Hata yok! | Open Subtitles | ليس هناك خطأ في الحساب |
| Doğru yoktur. Yanlış yoktur. Yalnız halkın görüşü vardır. | Open Subtitles | ليس هناك خطأ ، او شئ صحيح هناك رأى شعبى وحيد |
| Hata falan yok. | Open Subtitles | ليس هناك خطأ. |
| Hayır, yanlış falan yok! Söz konusu bile değil! yanlış bir şey yok! | Open Subtitles | لا ، لا ، ليس هناك خطأ مستحيل ، ليس هناك خطأ |
| Burada bilimsel açıdan hiçbir yanlışlık yok. | Open Subtitles | ليس هناك خطأ بالعِلم ها هنا |
| Sert kadın olmak yanlış bir şey değil Spencer. | Open Subtitles | ليس هناك خطأ بكونك المرأه الحديديه سبيسنر. |
| Burada bir Hata yok. Başvurunuz reddedildi. | Open Subtitles | ليس هناك خطأ تم رفضك |
| - Bunda hiçbir Hata yok. | Open Subtitles | - ليس هناك خطأ في ذلك |
| Hata yok. | Open Subtitles | ليس هناك خطأ |
| Hata yok. | Open Subtitles | ليس هناك خطأ |
| Bir Hata yok. | Open Subtitles | ليس هناك خطأ. |
| Yanlış yoktur. Yalnız halkın görüşü vardır. Sen, sen, sen mikroplara inanıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ليس هناك خطأ ، او شئ صحيح هناك رأى شعبى وحيد |
| Doğru ya da Yanlış yoktur. Kazananlar ve kaybedenler vardır. | Open Subtitles | ليس هناك خطأ أو صواب فقط فائزين وخاسرين |
| Belli ki birbirimize karşı hislerimiz var ve bunda yanlış bir şey yok. | Open Subtitles | من الواضح اننا نملك مشاعر لبعضنا ليس هناك خطأ في ذلك, انه شيء جميل وطبيعي |
| Sabunda yanlış bir şey yok, ki peygamberimiz için de yeterliydi sanırım. | Open Subtitles | ليس هناك خطأ بأستخدام الصابون. إنه كان جيّد ما يكفي لسيدنا، على ما أتوقع. |
| yanlış bir şey yok, Raj. Haydi, sev beni. - Özür dilerim. | Open Subtitles | آسف ـ راج ليس هناك خطأ ـ أرجوك دعينى |
| Burada bilimsel açıdan hiçbir yanlışlık yok. | Open Subtitles | ليس هناك خطأ بالعِلم ها هنا |
| Hey, hayatı yaşamak yanlış bir şey değil, değil mi? | Open Subtitles | ليس هناك خطأ أن نعيش حياتنا |