Buranın Neferu'nun son dinlenme yeri olduğuna dair kanıt yok. | Open Subtitles | ليس هناك دليل على انه المكان الذي دفن فيه نيفرو |
Artan desteğe rağmen genelde "talebi sonlandırma" yaklaşımı olarak nitelendirilen şeylerin, işe yaradığına dair kanıt yok. | TED | ورغما عن تنامي المؤيدين لما يوصف غالبا بمقاربة "نهاية الطلب" ، ليس هناك دليل على أنه يعمل. |
Elinde kanıtı yok ama "Özgürlük Ağacı" isimli silah satıcılarından geldiğini düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد أنهم يأتون من التعديل الثاني على الدستور "تُسمى "شجرة الحرية ولكن ليس هناك دليل على ذلك |
Biyotoksin, tahvillerin üzerine püskürtülmüş ama sinema biletlerinde herhangi bir iz yok. | Open Subtitles | السم البيولوجي وصل للمستندات الماليّة عن طريق رشّاش سام, لكن ليس هناك دليل على ذلك بالتذاكر. |
Evde bir kadının yaşadığına dair bir kanıt da yok. | Open Subtitles | و ليس هناك دليل على وجود انثى تعيش فى هذا المنزل , ايضاً |
Ağır madde kullanımına ya da damardan aldığına dair hiçbir kanıt yok. | Open Subtitles | ليس هناك دليل على مواد أثقل أو استخدام المخدرات عن طريق الحقن. |
Ortada... resmi olarak anneniz olduğuna dair kanıt yok. | Open Subtitles | هناك... ليس هناك دليل على أن كانت من أي وقت مضى من الناحية القانونية والدتك. |
Virüs olduğuna dair kanıt yok. | Open Subtitles | ليس هناك دليل على وجود فيروس |
Aslında bunun kanıtı yok. | Open Subtitles | الواقع ليس هناك دليل على ذلك. |
Gizli arkadaşından kesinlikle bir iz yok. | Open Subtitles | بالتأكيد ليس هناك دليل على وجود صديقها السرّيّ |
Zorla girildiğine dair bir iz yok evde yalnızmış ve kapılar kilitliymiş. | Open Subtitles | ليس هناك دليل على التعرض للإعتداء لقد كان وحيدا وجميع الأبواب كانت موصدة |
Evet ve binadan gelen sabit bir dalgalanma var ama sihir yapıldığına dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | أجل، وثمة تيار ثابت منبعث من البناء، لكن ليس هناك دليل على نشاطٍ سحريّ. |
Telefonunda ATF'i aradığına dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | ليس هناك دليل على هاتفك انك حاول الاتصال على مكتب مكافحة الارهاب |
Uluslararası anlaşmaları ihlal ettiğimize ya da örtbas ettiğimize dair hiçbir kanıt yok ki. | Open Subtitles | ليس هناك دليل على عمل متعمد أو التغطية عليه |
Bunun işe yaradığına dair hiçbir kanıt yok. | Open Subtitles | الذي كنا معتادين عليه كتجمّعات سكانيّة". حسناً، ليس هناك دليل على أنّها أجدت نفعًا، |