| Doktorlar, hayatımı kurtarabilmek için bacağımı kesmeleri gerektiğini söylediler. | Open Subtitles | قال الأطباء بأنهم سيقطعونها لينقذوا حياتي |
| - Korkaklar, kendilerini kurtarabilmek için anlaşma yapıyorlar demek. | Open Subtitles | يعقد الجبناء صفقاتهم لينقذوا أنفسهم |
| Lifeline'ı bilmiyordum, üç kere Lifeline'ı aradım ve imkan dahilinde kesinlikle hayatımı kurtardılar. | TED | وبالتأكيد لم أعرف عن خط الحياة، واتصلت معهم هاتفيا ثلاث مرات. وكانوا بالتأكيد لينقذوا حياتي لو تطلب الأمر. |
| Zamanında yetişip Ahmet'in yaşam elmasıyla babalarının hayatını kurtardılar. | Open Subtitles | لقد وصلوا فى الوقت المناسب لينقذوا أباهم بتفاحة الحياه التى مع أحمد |
| Bütün dekorasyon ekibi -- canlarını kurtarmak için kaçamazlar. | Open Subtitles | لا يستطيعون الضرب برؤوسهم لينقذوا حياتهم. |
| Bütün dekorasyon ekibi -- canlarını kurtarmak için kaçamazlar. | Open Subtitles | لا يستطيعون الضرب برؤوسهم لينقذوا حياتهم. |