| Karısının kaçmasına engel olmak isteyen bir lord... ..tarafından inşa edilmiş. | Open Subtitles | لقد بناه على شكل منزلا كبيرا ليهرب اليه هو وزوجته |
| İçinizden birinin kaçmasına izin verirler ve böylece bir sonraki köye kadar izini sürerler. | Open Subtitles | وربما تركوا أحدكم ليهرب ليتمكنوا من اللحاق بك الى القرية المقبلة |
| Paltosunu giydi, artık evsizin kıyafetleri ile kaçmak için hazırdı. | Open Subtitles | وارتدى المعطف فوق الملابس الداخلية ليهرب فى زى الصعلوك |
| Kendisi birçok kez görevlerinden kaçmak için fırsat kollamış başarımızın olasılıkları hakkındaki şüphelerini sesli biçimde dile getirmiş ve basında yenilgiyi kabul ettiğine dair yorumlarda da bulunmuştur. | Open Subtitles | لقد حاول إستغلال بعض الحوادث ليهرب من الخدمه العسكريه إثاره شكوك حول فرص النصر لنا ترديد عبارات محبطه للجنود فى العلن |
| Peki, katilimiz kalp krizi başlamadan kaçacak zamanı nereden buldu? | Open Subtitles | غير أن الأدرينالين سريع الفعالية إذا, كيف استطاع قاتلنا أن يكسب وقتاً ليهرب |
| Harry asla kaçmaz George. | Open Subtitles | أن هارى لم يكن ليهرب يا جورج |
| Herkes kaçsın! | Open Subtitles | ليهرب الجميع |
| Spartacus'un İtalya'dan kaçması için düzenlemeler yaptım. | Open Subtitles | لقد رتبت ليهرب سبارتاكوس من إيطاليا |
| İçinizden birinin kaçmasına izin verirler ve böylece bir sonraki köye kadar izini sürerler. | Open Subtitles | وربما تركوا أحدكم ليهرب ليتمكنوا من اللحاق بك الى القرية المقبلة |
| Gözaltına aldınız ve kaçmasına izin verdiniz. | Open Subtitles | تركت الوحيد الذي قبضت عليه ليهرب |
| Kapana kısılmış. kaçmasına imkan yokmuş. | Open Subtitles | كان محاصر ولاتوجد طريقة ليهرب |
| Jerry kaçmasına izin vermiş ve nerede olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | (جيري) تركه ليهرب ونحن لا نعرف أين هو |
| Bazen birisi önemli duygusal bir travma geçirdiği zaman, zihni acıdan kaçmak için kapanmaya karar verir. | Open Subtitles | أحيانا عندما يمر الشخص بتجربة صدمة عاطفية يقرر العقل الانغلاق على نفسه ليهرب من الألم |
| Ona dikkat etmezseniz, kaçmak için elinden geleni yapacaktır. | Open Subtitles | إن لم تتابعيه، سيفعل أي شيء ليهرب من مقعده |
| Gölden su içecek kadar cesur, ama aslanlardan kaçacak kadar da bilge. | Open Subtitles | شجاع بما يكفي ليشرب من البحيرة لكن حكيم بما يكفي ليهرب من الأسود |
| O çocukta kaçacak cesaret yoktur diyordum. | Open Subtitles | كنت أتوقّع أن ذلك الشاب لن يكون لديه الجرأة ليهرب. |
| Şu ana dek polis gelmeden kaçacak kadar zekiydi. | Open Subtitles | لكن لغاية الان كان ذكيا كفاية ليهرب قبل وصول الشرطة |
| Kirito-kun asla kaçmaz. | Open Subtitles | ما كان (كيريتو) -كن ليهرب أبدًا |
| Asla kaçmaz. | Open Subtitles | لم يكن ليهرب |
| Herkes kaçsın! | Open Subtitles | ليهرب الجميع! |
| Herkez kaçsın! | Open Subtitles | ! ليهرب الجميع |
| Kızınla kaçması için ona zaman kazandırmış oldun. | Open Subtitles | لقد وفرتي لهُ الوقت ليهرب برفقة أبنتكِ. |
| Ona kaçması için zaman sağlar. | Open Subtitles | مما سيمنحه الوقت ليهرب |