"لَستُ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• değilim
• olmadığımı
• pek
• değilimdir
• olmadığım
• değilmişim

Ama genç bir eş için, hiç de emin değilim.
لزوجة شابة أنا لَستُ متأكّدَة جداً من نفع ذلك مطلقاً

- Bu benim spesyalim. - Aç değilim. Yukarı çıkıyorum.
ـ إنه طبقي الخاص ـ لَستُ جائعَة ، سإذهب لغرفتي

Tanrının adına kan dökmesini istediği tek adam ben değilim.
لَستُ أولَ رجل يطلبُ منه الله أن يُزهقَ الدّمَ باسمه

Ben uzman değilim ama... tahminimce bu bir hayalet acı.
لَستُ خبيراً، لكن تخميني بأنّ هذه نوع من ألم شبحي.

Richard ve benim birbirimiz için uygun olup olmadığımızdan emin değilim.
أَنا فَقَطْ لَستُ متأكّده إذا كان ريتشارد وأنا نصلح لبعضنا البعض.

Tarih üzerinde oynama yapamam efendim. Ben Joseph Stalin değilim.
أنا لا أَستطيعُ صِباغَة التاريخِ , سيدتي لَستُ جوزيف ستالين.

Sizi temin etmek isterim, ben batının en kötü insanı değilim, bayan.
أنا فعلت هذا فقط لإقِناعك باني لَستُ الرجل الشرّير في الغربِ.

Tekneyle açılacak kadar sarhoş değilim.
لَستُ سكرانَ بما فيه الكفاية لاذهب بمركب.

- Öğle yemeğinizi yememişsiniz. - Evet, aç değilim, teşekkürler.
أنت لم تأكل طعامك حَسناً، أنا لَستُ جائعاً.

Aptal değilim!
لَستُ بشكل مشوّه الأغبياء مثل الناسِ تُراوغُ.

Bana inan, ben varlık fikrine karşı değilim, ama anla...
صدقنى، لَستُ ضدّ ..الفكرة التيحْدثُت،لَكنَّكتَرى.

Tamamen emin değilim, ama görünen o ki uyuşturucular yüzünden gizlenen güç serbest kalmaya başladı.
لَستُ مُتَأَكِّدَ كليَّاً، لَكنَّه يَبْدو بأنّ القوَّةَ التي كَانتْ تَراجعتْ بالعقاقير توفر.

Çünkü Güney Amerika'da cesedi nasıl saklıyorlar emin değilim ama onların saklama yöntemleri bizimkilerden farklıdır.
لأني لَستُ متأكّدَ كيف يَعْملونَة في أمريكا الجنوبية، لكن اسَمحَ لي بالقول بإِنَّ طرقُهم للوقاية تَختلفُ عن طرقنا.

Ama bu çok zor zamanda bunu yapar mıydım emin değilim.
لكن في هذا الوقتِ الصعبِ، انا لَستُ متأكّدَ أنة يُمْكِنُني أَنْ أعْمَلُ ذلك.

Uzman değilim ama bence bu zehirin çok daha azı bile öldürücü.
لَستُ خبيرَ، لَكنِّي أَحْسبُ هذا السمِّ قاتلُ في جزء بسيط من تلك الجرعةِ.

Kamburuma dokunma, şans getiren bir muska değilim!
لا تَمْسسْ ظهري لَستُ بساحر ذو حظّ سعيدِ

Ben senin kardeşin değilim.
لا تَدْعوني حبيبي أيها اللعين ،أنا لَستُ أَخَّاكَ

Bana yalan söyleme adamım. Ben salak değilim.
لا تقل كلاماً فارغُاً يا ، رجل أنا لَستُ غبياً

Yapabileceğinden bile emin değilim
انا لَستُ متأكّدَ حتى أَعتقدُ بأنّك يُمْكِنُ أَنْ تَفعلها

Hayatımın bu aşamasında isteyeceğim son şey, ona babası olmadığımı söylemek olabilir.
في هذا وقتِ حياتِي، إنّ الشيءَ الأخيرَ الذي أُريدُ لإخْباره لَستُ أبّاه.

Peder, açık konuşmak gerekirse, pek dindar sayılmam.
حَسناً، أبّت، لأصدقك القول لَستُ متديناَ جداً.

-Ben duygusal bir adam değilimdir -ama bazen çetin cevizler de kırılır
لَستُ رجلاً عاطفياً لكن أحياناً حتى البندقَ الصلب يَجِبُ أَنْ يلين

Benim sadık olmadığım şey halkın karşısında duran devlettir.
لَستُ مواليَ إلى الحكومةِ لأنها ضدّ الناسِ

Sanki burada değilmişim gibi bile saygısızlık göstermiyorsun, ha?
أنت لا تَحتقرُني مثل لَستُ مستويَ هنا , ؟