Bu işi almak zorunda değildin. | Open Subtitles | ما كَانَش لِزاماً عليكَ أَنْ تَأْخذَ هذا الشغلِ. |
Kaç tane park cezası fişini düzeltmek zorunda kaldın? | Open Subtitles | كم من بطاقات مخالفة الوقوف هَلْ أنت كَانَ لِزاماً عليكَ أَنْ تُثبّتَ لذلك؟ |
Almak zorunda değildin, Ama teşekkürler | Open Subtitles | أنت ما كَانَ لِزاماً عليكَ أَنْ تَحْصلَ عليني أيّ شئَ. شكراً. |
Bunu yapmak zorunda değildin. | Open Subtitles | أنت ما كَانَ لِزاماً عليكَ أَنْ تَعمَلُ ذلك. |
Boltonlara pisliğin teki gibi davranmak zorunda değildin. | Open Subtitles | أنت ما كَانَ لِزاماً عليكَ أَنْ تَكُونَ مثل هذا المُتسكّعِ إلى |
Bana bir şey almak zorunda değildin. | Open Subtitles | أنت ما كَانَ لِزاماً عليكَ أَنْ تَحْصلَ عليني أيّ شئَ. |
Bu şarap tatma olayını kabul etmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | أنت ما كَانَ لِزاماً عليكَ أَنْ تُوافقَ إلى ذلك ذَوق النبيذِ. |
Peki yalan söylemek zorunda kalmazsanız? | Open Subtitles | ماذا لو أنّ أنت ما كَانَ لِزاماً عليكَ أَنْ تَكْذبَ؟ |
- Bunu yapmak zorunda değildin. | Open Subtitles | - أنت ما كَانَ لِزاماً عليكَ أَنْ تَعمَلُ ذلك. |
Bu kelepçeleri gerçekten takmak zorunda mısınız? | Open Subtitles | - هَلْ أنت حقاً كَانَ لِزاماً عليكَ أَنْ تُقيّدَني؟ - إجراء قياسي , ma'am. |
Bir sene daha tekrarlamak zorunda kalmazdın. | Open Subtitles | - أنت ما كَانَ لِزاماً عليكَ أَنْ تكرّرْ سَنَتَكَ الكبيرةَ. |
- Bunu yapmak zorunda değildin. | Open Subtitles | - أنت ما كَانَ لِزاماً عليكَ أَنْ تَعمَلُ هذا. |