| Bunu yüksek sesle söyle, belki yüz kere ve üs kilitlenir. | Open Subtitles | يقولها بصوت عالِ ، وربما يكررها مائة مرة وبهذا يغلق المكان | 
| Bunu bir kere yazmışsan, yüz kere yazmışsın demektir. Öyle değil mi? | Open Subtitles | مرة واحدة كافية كما لو قلتها مائة مرة صحيح؟ | 
| Tam yüz kere... barbar dediğimiz bu insanlara, | Open Subtitles | لقد قمنا مائة مرة بتعليم هؤلاء المسمون بالبرابرة | 
| Telefonu birkaç yüz defa çaldırdım. Sonra annesinin şehir dışında olduğunu hatırladım. | Open Subtitles | الهاتف دقّ حوالى مائة مرة وتذكرت أن أمها خارج المدينة | 
| Düğün devam etmeli, yüz defa hazırlık yapamam bi düğün için. | Open Subtitles | الزفاف يجب أن يستمرّ لا أستطيع بدايتـه مائة مرة | 
| En az yüz kez ona anlatmaya çalıştım, ama beni dinlemedi. | Open Subtitles | حاولت أن أخبره مائة مرة و لكنه لم يسمح لى | 
| yüz kat daha verimli araçlar yapabiliriz." | TED | نستطيع صنع سيارات مائة مرة أكثر في الفعالية، وهذا تقريبا صحيح. | 
| Yüzlerce kez karayı limanlarda görmesine karşın, asla gemiden ayrılmadı. | Open Subtitles | ولو أنَّه يَراها مِنْ الموانئِ مائة مرة ولكنه لم يترك الباخرة أبداً | 
| Bu maddeyi en az yüz kere dahil ettik. | Open Subtitles | لقد قمنا بوضع هذه الجملة ما لا يقل عن مائة مرة | 
| - Mm-hmm. Birkaç yüz kere saçını düzelt... | Open Subtitles | فى نفس الاتجاة وتسلك طريق جانبى هذا افضل مائة مرة | 
| Sıradışılıklar o kadar derinde olabilir ki üzerinden yüz kere geçsek bile onları bulamayabiliriz. | Open Subtitles | يحتمل عدم وجود ظواهر شاذة أو أنها قد تكون مدفونة عميقاً.. بحيث لن نجدها أبداً حتى لو جربنا مائة مرة | 
| yüz kere söylediğini unutmadım ama bezelye çorbamı saklama poşetine koyuyorum hâlâ. | Open Subtitles | أتذكر انك أخبرتني مائة مرة و مع ذلك حسائي في الأكياس | 
| Seninle tekrar evlenebileceğim anlamına gelecekse yüz kere iptal görebilirim. | Open Subtitles | سأحصل على الطلاق و على الإبطال مائة مرة لو كان ذلك يعني أنني سوف اتزوج منك مرة أخرى | 
| Sana yüz defa belediyeyi unutmanı söylemiştim. | Open Subtitles | لقد قلت لك مائة مرة بأن تنسى أمر البلدية | 
| Haydi ama adamım! yüz defa üzgün olduğumu söyledim. | Open Subtitles | , هيا يا رجل لقد اعتذرت مائة مرة | 
| Sana yüz defa söyledim, önemli mesuliyettir. | Open Subtitles | أخبرتك مائة مرة لدي مسؤوليات | 
| En az yüz kez ona anlatmaya çalıştım, ama beni dinlemedi. | Open Subtitles | حاولت أن أخبره مائة مرة و لكنه لم يسمح لى | 
| Ona yüz kez söyledim ama hâlâ anlamıyor. | Open Subtitles | لقد حذرتها أكثر من مائة مرة لكنها لم تستوعب حتى الأن | 
| Söyleyeyim baba fakir ruhların iyi dilek ve duaları ile yüz kat daha artar. | Open Subtitles | هناك شيء أريد إخبارك به، أبّى ان التمنيات الطيبة وبركات الأرواح المحرومة قد ضاعفته مائة مرة | 
| Herkes biliyor ki buradalarda koşuşturan kıç kafalılardan Yüzlerce kez daha akıllısınız. | Open Subtitles | يعلم الجميع أنكم مائة مرة أكثر ذكاءاً من الحمير الذين يديرون هذا المكان. | 
| - Seni bin kez tercih ederim. | Open Subtitles | ـ أفضلك مائة مرة عنه | 
| - yüzlerce defa, telefona uzanıp seni aramak istedim ama haber programını elinden aldığım için benden nefret ettiğini düşündüm. | Open Subtitles | أمسكت الهاتف مائة مرة للأتصال بك لكن كنت متأكدة بأنك تكرهني بسبب دوري في أخذ برنامجك الأخباري | 
| Bu melodiyi yüzlerce kere dinledim aynı şarkı, sadece farklı gamdan. | Open Subtitles | لقد سمعت هذه النغمة مائة مرة... نفس الأغنية ، مفتاح مختلف. |