| Bu karmaşık dünyaları inanılır, anlaşılır, ve keşfetmeye değer yapan da budur. | TED | وهذا مايجعل هذه العوالم المعقدة قابلة للتصديق وشاملة وتستحق الاستكشاف. |
| Bebeğim diğerleri gibi görünmeyebilir ama Amerika'yı harika yapan da bu değil mi? | Open Subtitles | الان ، ربما طفلي لا يبدو مثل بقية الأطفال لكن اليس هذا مايجعل أميريكا عظيمه؟ |
| Bizi baykuştan ve ahtapottan farklı kılan budur. | Open Subtitles | و هذا مايجعل الاختلاف بين البوم و الأخطبوط |
| Bir işi cazip kılan tek şey karşılığında aldığın ücret değildir, Rick. | Open Subtitles | مايجعل العمل مرغوباً ليس فقط المال |
| "Farklı" olmak da bir zarf. | Open Subtitles | مايجعل "مختلف" حال |
| "Farklı" olmak da bir zarf. | Open Subtitles | مايجعل "مختلف" حال |
| Herkes buna inanmak istiyor, bu yüzden bu kadar dâhiyane. | Open Subtitles | الجميع يريد تصديق ذلك ذلك مايجعل الأمر بديهياً |
| Bugünü o kadar özel yapan şey de budur. | Open Subtitles | وهذا مايجعل اليوم مميزاً نحن هنا لنشهد زواج هاذينِ الاثنين |
| # Yahudiyi Yahudi yapan şeyleri # | Open Subtitles | *فقط مايجعل اليهودي يهودي* |
| Bu yarışmayı çok özel yapan da bu. | Open Subtitles | أنه مايجعل هذه المنافسة مميزة حتى الآن . |
| İşi eğlenceli yapan da bu. | Open Subtitles | هذا مايجعل الامر ممتعا |
| - Baba, bunu komik yapan da bu. | Open Subtitles | -أبي، هذا مايجعل الأمر مضحكاً |
| Hayatı da böylesine ilginç ve şaşırtıcı kılan da bu ya. | Open Subtitles | هذا مايجعل الحياة جداً.. مشوقة |
| İşte bu, bu ülkeyi böyle harika kılan şey. | Open Subtitles | وهذا مايجعل هذه البلد عظيمة |
| O yüzden bu durum böylesine olağan dışı. | Open Subtitles | وهو مايجعل هذا غير عادي. |
| Bence 24/7 bu kadar özel yapan şey bir taraftan, ürünü alıyoruz... | Open Subtitles | اعتقد ان مايجعل منه نادراً جدا هو هو اننا ناخذ المنتج الذي هو على جهة واحده |
| # Yahudiyi Yahudi yapan şeyleri # | Open Subtitles | *فقط مايجعل اليهودي يهودي* |