Beni rahatsız eden yükseklik değil, korktuğum şey yere çarpınca olanlar. | Open Subtitles | ليس الإرتفاع هو ما يضايقني ان التصادم هو ما يرعبني |
Fotoğraflarda Beni rahatsız eden bir şey vardı ama bağlantısız olmanın kaynağı kurtardı beni. | Open Subtitles | شيء ما يضايقني بخصوص الصور لكن مصدر الانفصال استعصى لي |
Hazır konu açılmışken, seninle ilgili Beni rahatsız eden şeyin ne olduğunu sonunda anladım. | Open Subtitles | , بالحديث عن هذا أعرف ما يضايقني منك |
Beni rahatsız eden de bu. | Open Subtitles | ربما هذا ما يضايقني |
Beni rahatsız eden bir şey var. | Open Subtitles | ان ما يضايقني هو شيء واحد |
Beni rahatsız eden birşeyler var,Edie. Seninle bunun hakkında konuşmak istiyordum. | Open Subtitles | (شئ ما يضايقني يا (إيدي أريد التحدث معكِ به |
Şey, Beni rahatsız eden ıskalamış olması. | Open Subtitles | حسنا، ما يضايقني أنه أخطأ |
Dr. Gary Wadler gibi hekimlerde Beni rahatsız eden şey | Open Subtitles | الدكتور/ نورم فوست بروفيسور في أخلاقيات مهنة الطب ============== ما يضايقني هو الناس أمثال (الدكتور (جاري والدر |
Beni rahatsız eden şeye gelince; | Open Subtitles | الآن، هذا ما يضايقني.. |
Beni rahatsız eden de bu işte. | Open Subtitles | أترين ، هذا ما يضايقني |
Galiba Beni rahatsız eden de buydu. | Open Subtitles | لكن هذا ما يضايقني |
Belki de Beni rahatsız eden budur. | Open Subtitles | ربما.. هذا ما يضايقني. |
Beni rahatsız eden o değil. | Open Subtitles | -هذا ليس ما يضايقني |
Beni rahatsız eden bu, efendim. | Open Subtitles | هذا ما يضايقني |
Beni rahatsız eden ne biliyor musun Turk? | Open Subtitles | ما يضايقني |