| Burası korkunç büyük bir labirent gibi. | Open Subtitles | هذا المكان بكامله مثل متاهه ضخمه |
| Bu yer bir labirent gibi. Tam bir arama yapmak günler alabilir. | Open Subtitles | هذا المكان متاهه قد تاخذ ايام للبحث |
| Burası labirent gibi bir yer. Babam bahsetmişti. | Open Subtitles | هذا المكان متاهه أبى اخبرنى عنه |
| Bu ilçedeki en büyük mısır labirenti. | Open Subtitles | بسبب ان هذا من المفترض ان يكون أكبر متاهه ذرة |
| Bu bir mısır labirenti. Bir şey çalacak değiliz ki. | Open Subtitles | انها متاهه ذرة كول , كما لو كنا سنسرق أي شئ |
| Empati ve hayal gücünün deneyi olan bir labirent yarattı. | Open Subtitles | لقد صنع اختبار من الشفقة والخيال متاهه |
| Aşağıda düzenli bir labirent var. | Open Subtitles | إنها متاهه متوقعه |
| Burası bir labirent. Vic! Cidden! | Open Subtitles | إنها متاهه فيك بجديه |
| Nehirler ve büyük mağaraların oluşturduğu bu labirent Hades'in eskiden tarif edilişine mükemmel uymaktadır. | Open Subtitles | عبارة عن متاهه من الأنهار والكهوف تطابق وصف القدامي لـ(هاديس) بدقة |
| Bu bir labirent. | Open Subtitles | إنها متاهه |
| Ya da labirent mısır tarlasında. | Open Subtitles | أو متاهه |
| - labirent'in bir resmi. | Open Subtitles | صورةُ متاهه |
| Sam'in mısır labirenti yanmış. | Open Subtitles | يبدو أن متاهه الذرة تم احراقها |