| tereddüt ve korku içindeydim ve istediğim tecrübe bu değildi. | TED | كنت مترددا وخائفا، ولم تكن تلك التجربة التي أردتها. |
| Bunu sunumuma ekleyip eklememekte tereddüt ettim çünkü bu karikatür 9/11'den kısa bir süre sonra yayınlandı. | TED | كنت مترددا في إدراجها في محادثتي لأن هذا الكارتون تم نشره مباشرة بعد الحادي عشر من سبتمبر. |
| Birkaç saniye daha, hâlâ tereddüt içindesin sanki... ayrılmak için ondan, kendinden... onu hayal ettiğin bu aynı yerde... kaybolan hayali tekrar belirebilirmiş gibi... ürkekçe veya ümitvâr... bu bağı kaybetme korkun öyle... | Open Subtitles | بضعة ثواني اخرى حيث كنت واقفا مترددا للانفصال عنه, عن نفسي كما لو أن صورته الباهتة قد ظهرت مرة اخرى |
| tereddüt ediyordum ama. Bu kumaş parçasıyla işaret vereceğim. | Open Subtitles | يمكنني إعطاء الإشارة التي كنت مترددا بإرسالها |
| Hal başta tereddüt etti ama sonuçta çok profesyonel bir işadamı. | Open Subtitles | كما تعلم لقد كان هال مترددا في البداية, ولكن في النهاية هو رجل اعمال وهو محترفا جدا |
| Bu konuya deginmekte tereddüt ediyordum ama hatirlatmaliyim ki su an içinde bulundugumuz tatsiz durum tamamen senin en basta söyledigin yetersiz yalan yüzünden olustu. | Open Subtitles | كنت مترددا في قول هذا لكن علي أن أذكرك أننا في ورطتنا الحالية بسبب خدعتك الأولية البدائية تماما |
| Bu kadar tereddüt etme yoksa başgarson kendini öldürecek. | Open Subtitles | حسنا، لاتكن مترددا جدا أو ككبير خدم سيقدم على الإنتحار. |
| Bilemiyorum, sanırım tereddüt ediyordu. | Open Subtitles | لا أعلم، أظن أنه كان مترددا |
| Şu an bile hala senin yüzünden tereddüt ediyorum. | Open Subtitles | ...حتى هذه اللحظة لا زلت مترددا بسببك |