| Aynı oyun değil, fakat farklılıklar öğreticidir. | TED | الأمر ليس متشابه تمامًا، ولكن الاختلافات تثقيفية. |
| Büyük beyinler Aynı düşünür. | Open Subtitles | هل ترين ؟ العقول العظيمة تفكر بشكل متشابه |
| İnsanlarla etrafta hareket eden bu mikroplardan birbirlerine yakın odalarda bulunanların gerçekten benzer yaşam alanlarına sahip olduklarını bekleyebilirsiniz. | TED | نظرا الى آن المايكروبات تتنقل حول الناس، قد تتوقع ان ترى غرفا قريبة من بعض و لديها كتلة حيوية متشابه. |
| İnançlarımız benzer ama ben tek bir Tanrı'ya inanıyorum, bir sürüsüne değil. | Open Subtitles | اتري ايماننا متشابه لكني اؤمن باله واحد وليس الهة عديدة |
| Bunu savaşta da barışta da gördüm. Her zaman aynıdır. | Open Subtitles | لقد رأيت ذلك في ظروف الحرب والسلام الأمر متشابه دائماً |
| Sanal ağda biz buna samanlıkta iğne aramak diyoruz çünkü her şey birbirine çok benziyor. | TED | وهذا ما نسميه في السيبرانية بالبحث عن إبرة في كومة من الإبر، لأن كل شيء فيها متشابه لحد كبير. |
| Bu yüzden ortak bir noktamız olup olmadığını araştırıyorum. | Open Subtitles | لذا .أنا أحاول أن أجد إذا كان هناك أي شئ متشابه بيننا |
| Yanlış yatta olmalıyım o zaman. Bugünlerde tüm yatları birbirinin aynısı yapıyorlar. | Open Subtitles | اعتقد انني قدمت الى اليخت الخاطىء كل السفن تبدو متشابه هذه الايام |
| Bu yüzden ufak benzerlikleriniz var, tavrınız da birbirini andırıyor, kafa biçiminiz bir parça Aynı ama tamamen farklı iki insansınız. | Open Subtitles | لذلك تتكلمان بصورة مشابهة ولديكما صفات مختلفة الرأس متشابه بشكل كبير لكنكما شخصين مختلفين تماماً حسناً |
| Bilimin müzikten farklı olacağını düşünmüştüm, ama o da Aynı. | Open Subtitles | اعتقدت أن العلم سيكون مختلف عن الموسيقى, لكنه متشابه |
| İster bir kum olsun, ister bir taş, ikisi de suda Aynı anda batar. | Open Subtitles | ضع ذرّة من رمل او صخر في الماء وستغرق كلاهما بشكل متشابه |
| Evet, katilimiz sandviçlere yaklaşıyor ve iki ezmenin de renk ve görünüm olarak Aynı olduğunu fark ediyor. | Open Subtitles | القاتل وصل الى الشطائر وأدرك أن اللون والحجم متشابه أذاً أيهم صلصة السلمون |
| Nereden bileyim? Otoyollar birbirine benzer. | Open Subtitles | وكيف يمكنني ان أعلم كل الطرق الرئيسيه متشابه |
| Çünkü biz Omurgalılarız ve tüm Omurgalıların ister bir tavuk ya da ölü bir kedi ister küçük bir bukalemun ya da hatta bu kurbağa olsun,... .. benzer vücut planları vardır. | Open Subtitles | و هذا لأننا من الفقاريات و كل الفقاريات لديها تصميم جسدي متشابه سواء أكنت دجاجة أم قطة ميتة أو حرباء صغيرة |
| En azından benzer giyinmemişiz. | Open Subtitles | حسنا، على الأقل أننا لم نرتدي ملابس متشابه. |
| Görüyorumki, benzer zevklermiz var. | Open Subtitles | هل يمكنني ان أساعدك بشيء؟ ارى ان لدينا ذوق متشابه للغاية |
| Doublemeat Palace'ta her hamburger aynıdır. | Open Subtitles | كل برجر في قصر اللحم المزدوج متشابه |
| Bağırsakları olduğu sürece herkes onlar için aynıdır. | Open Subtitles | طالما هنالك أحشاء داخل جسدك كله متشابه بالنسبة لـ "اليوما |
| Küçük kızlar hep biribirine benziyor sanırım. | Open Subtitles | امور الفتياتات الصغيرات متشابه على ما اعتقد |
| Evet, sanırım bir çok ortak zevkimiz var. | Open Subtitles | نعم, أظن أن ذوقنا متشابه في العديد من الأشياء. |
| Yanlış yatta olmalıyım o zaman. Bugünlerde tüm yatları birbirinin aynısı yapıyorlar. | Open Subtitles | اعتقد انني قدمت الى اليخت الخاطىء كل السفن تبدو متشابه هذه الايام |
| - Tıpatıp aynıyız! | Open Subtitles | - نحن متشابه جداً. |