| Burada zaman durur, tıpkı güneşlenen bir Yılan gibi. | Open Subtitles | الوقت متجمد هنا مثل الأفعى التى تشمس نفسها على الطريق |
| Zehirli bir Yılan gibi karanlıkta mı saklanıyorsun? | Open Subtitles | تختفين في الظلام مثل الأفعى السامة، أنتِ؟ |
| Bizim kovuklardan birinde Yılan gibi saklanırken bulduk. | Open Subtitles | وجدناه يختبأ في إحدى مخابئنّا. مثل الأفعى بالضبط. |
| Hırsızlık. Kardeşin senden çaldı, doğuştan hakkını, bahçedeki Yılan gibi, ve sonra bu sahteliği inşa etti. | Open Subtitles | السرقة، سرق شقيقك منك حقك الطبيعي مثل الأفعى في الحديقة |
| Yılan gibi... çimenlerin arasında, hamlesini yapmaya hazır. | Open Subtitles | ...مثل الأفعى مختبئة في العشب ومستعدّة للانقضاض |
| Nehir güneşin altında bir Yılan gibi kıvrılıyor. | Open Subtitles | هذا النهر يتحرك مثل الأفعى في الرمال |
| Sonra da, çıngıraklı Yılan gibi üzerine saldırırdı. | Open Subtitles | و ثم هي التفتت عليك مثل الأفعى المجلجلة |
| Derisini Yılan gibi bırakıp kaçtı. | Open Subtitles | تسلخه مثل الأفعى وتفلت. |
| Yılan gibi sürün! | Open Subtitles | أزحفى مثل الأفعى. أزحفى |
| Yılan gibi alçaksın. | Open Subtitles | أنتِ بخيلة مثل الأفعى |
| Şıngıraklı Yılan gibi. | Open Subtitles | إنها مثل الأفعى |
| Yılan gibi. | Open Subtitles | مثل الأفعى |
| Yılan gibi. | Open Subtitles | مثل الأفعى. |