| - Tanrı aşkına, sadece mecazi olarak söyledi. - Ama ne için? | Open Subtitles | ـ حباً بالله، لقد كانت مجرد تعبير مجازي ـ حسناً، لكن لماذا؟ |
| mecazi olarak demiş olabilir ama bir süre tuvalette kaldı. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا تعبير مجازي لكنه أطال البقاء في الحمام |
| - Demek Amerikalısın? - Evet, mecazi olarak. | Open Subtitles | ـ هل انت امريكياً ـ نعم، أنا كذلك، بشكل مجازي |
| Ve şu sonuca vardım, yaşlanma için daha uygun olan metafor bir merdiven -- insan ruhunun göğe yükselişi, bize bilgelik, bütünlük ve gerçeklik getiriyor. | TED | واكتشفت ان افضل تعبير مجازي عن التقدم في العمر هو الخط التصاعدي انه خط تصاعد الروح البشرية التي ستوصلنا الى الحكمة و الكلية و الأصالة |
| Burda asıl söz konusu olan tıbbın kendisi değil, aslında bir metafor | TED | ما هو حقًا على المحك ليس الدواء نفسه لكن الأمر مجازي . |
| Bir mecaz falan olduğunu sanmıştım ama gerçekten buna inanıyorlar. | Open Subtitles | أنا أيضاً اعتقدت أنه قول مجازي ولكن يبدو أنهم يؤمنون بهذا الشيء |
| Hiç fikrim yok. Ama büyük şirketler bir orman gibidir, tabiri caizse. | Open Subtitles | لا أعلم لكن الشركات الكبرى كالغابات كتعبير مجازي |
| Tıpkı takıntılı babamın bana mecazi şekilde işkence etmesi gibi. | Open Subtitles | إنها إصابة مرضية من أب فحسب ليعذبني بشكل مجازي. |
| Hadi bunu, mecazi olarak değerlendirdik, diyelim. | TED | حسنا ربما نريد ان نعتبر قوله مجازي. |
| Sanırım, mecazi güneşi görmeyi denerken, düşmanca evrende hayatta kalma... | Open Subtitles | أعتقد في حين كنتُ أحاول رؤية الشمس بشكل مجازي... لقد نسيتُ تماماً أنّ فرص البقاء على قيد الحياة في كون غير ودّي... |
| Daha önce paranın durumuyla ilgili konuştuğumuzda mecazi konuşuyordum. | Open Subtitles | عندما تكلّمت سابقا عن أموالك كنت أتحدّث بشكل ... مجازي |
| mecazi olarak vampirler. Bundan bahsediyorlar. | Open Subtitles | مصاصي دماء بشكل مجازي هذه حقيقة الأمر |
| Teyzen gene mecazi olarak konuşuyordu. | Open Subtitles | مرة اخرى خالتك كانت تتحدث بشكل مجازي |
| Ve bunu tabii ki mecazi olarak söylüyorum. | Open Subtitles | و انا اعني ذلك بشكل مجازي طبعا |
| Al sana eski günlerin hatırına bir metafor. | Open Subtitles | ها قد بدأنا ثانيةً، تعبير مجازي من الأيَام الخوالي |
| İşletme yerlerine her gün gidiyorum ve edindiğim tecrübelerime göre İnsanların kafasındaki düşüncelerde bu makineler bir metafor haline bürünebilir. | Open Subtitles | أرتاد للشركات يوميًا، ومن واقع تجربتي، هذه الآلات قد تكون ذات معنى مجازي لما يوجد ببال الجميع. |
| Ama yatağı metafor olarak kullanmayı bırakmalıyız. | Open Subtitles | ولو أنه نحتاج للتوقع عن إستعمال ذلك كتعبير مجازي. |
| mecaz yaptın sanırım. | Open Subtitles | أهذا قول مجازي آخر، كما أعتقد؟ |
| Bir yerlerde mecaz olmalı, değil mi? | Open Subtitles | بتعبير مجازي هناك في مكان ما صحيح؟ |
| - Nasıl emin olabiliyorsun? Çok büyük bir şirket.... Adeta bir orman gibi, tabiri caizse. | Open Subtitles | إنها شركة كبيرة كالغابة تعبير مجازي لا يجب أن يكون أحد هنا غطي المقدمة وأنا أتولى الخلف توقف |
| Bulmacalar genelde birbirine zıt mecazlardan oluşuyor, aynı ışık ve karanlık gibi. | Open Subtitles | مع كيفن ، الحل يميل الي ان يكون مجازي متناقض مثل النور والظل |
| Diğer kenarı erkek tarafından bu şekilde ekilmiştir. metaforik olarak, kenarları üzerine koyarsanız bir parça elbise elde edersiniz. | TED | والطرف الآخر تتم زراعته بهذه الطريقة من قبل الرجال، بشكل مجازي وعندما تديره من طرف إلى آخر تحصل على مايشبه قطعة قماش |
| Tüm bu konuşma benim anafikire gelmem için sadece bir bahane oldu " bir şeyi bir şeyin yerine kullanmak" diyebileceğim yere. | TED | هذا الحديث كله الذي تحدثته يعتبر عذر لكي يصل بي إلي الهدف عندما أستطيع أن أقول تعبير مجازي لكم كلكم . |