| Mars'tan gelmiş bir saç kurutucu gibi. Fakat tamamen güvenli, | TED | وهي على شاكلة جهاز مجفف الشعر من المريخ. ولكنه جهاز آمن تماماً, |
| Söylesene, ambardaki kurutucu dururken neden böyle uğraşıyoruz? | Open Subtitles | اخبريني ثانيةً لماذا ننشر الغسيل هنا مع وجود مجفف تحت الباب الأرضي؟ |
| Vince, saç kurutma makinesini almam gerek. - Vince, saç kurutma makinesi. | Open Subtitles | فينس انا بحاجة لاستخدام مجفف الشعر فينس احتاج الى استخدام مجفف الشعر |
| Saç kurutma makinemi kullanabilir miyim baba? | Open Subtitles | هل لا يزال بإمكاني استخدام مجفف الشعر, أبي؟ |
| Ayrıca, Samuel bana, kurutulmuş gergedan penisinden yapılmış bir doğurganlık kolyesi verdi. | Open Subtitles | وقد أعطاني ساميول عقداً أفريقياً للخصوبة مصنوع من جزء وحيد قرن مجفف |
| kurutulmuş şeftali ve kayısı kurutulmuş üzüm ve erik. | Open Subtitles | لدينا خوخ مجفف مشمش مجفف زبيب مجفف و برقوق مجفف |
| ve üzerimdeki ıslak kıyafetlerimi çıkarıp, Kuru martiniye devam etmeliyim diye düşündüm | Open Subtitles | فقررت أني سأنزع تلك الملابس المبتلة وألبس مارتيني مجفف |
| Söylesene, ambardaki kurutucu dururken neden böyle uğraşıyoruz? | Open Subtitles | اخبريني ثانيةً لماذا ننشر الغسيل هنا مع وجود مجفف تحت الباب الأرضي؟ |
| Yaşlı bir kadının, meşgul bir kurutucu yüzünden cinayet işlediğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | بربّك. أتخبرني أنّ سيّدة مسنّة قتلت شخصاً بسبب مجفف مشغول؟ |
| Okuldaki kızlara yeni saç kurutucu aldık dedim onlarda "saçına bir şey yapma, bu hâli ile çok güzel." dediler. | Open Subtitles | لقد أخبرت الفتيات في المدرسة أن لدينا مجفف شعر جديد وقالوا لي: لا تفعل شيء مختلف بشعرك، فنحن نحبه |
| Satılık çeşitli şeyler var ve bir de saç kurutma makinası. | Open Subtitles | لدي منتجات ممتازة للنظافة الجسدية, و مجفف شعر |
| Şık iç çamaşırlarımı, buruşmayan bir şeyler ve saç kurutma makinemi koy. | Open Subtitles | إحزمي كل ملابسي الداخلية اللطيفة أي شئ غير مجعد لا تنسي مجفف الشعر |
| Giymeye cesaret edemediğin kırmızı elbiseni ve saç kurutma makineni koydum. | Open Subtitles | أعذريني حزمت أيضا ذلك الفستان الأحمرِ الصَغيرِ الذي لم تأتيك الجرأة لإرتدائه وضعت مجفف الشعر |
| kurutulmuş at turpları, kemanbaşları, miso hamuru... | Open Subtitles | فجل حار كبير مجفف وجذوع سرخس مجفف وعجينة الرز المالح.. |
| Bazı gizli topluluklar eskiden kurutulmuş kavun çekirdekleri gönderirdi. | Open Subtitles | بعض الجماعات السرية اعتادت على إرسال بذور بطيخ مجفف |
| kurutulmuş hurmaları da bizzat kendim tattım. | Open Subtitles | انه برسيمون مجفف ولقد تذوقته بنفسى لأتأكد منه انه أمن |
| Onunkinin sebebi çok fazla Kuru kedi maması yemesiydi, benimkinin sebebi ise yeteri kadar sıvı almamamdı. | Open Subtitles | هو, لانه كان ياكل اكل مجفف, انا لم اكن اشرب سوائل كفاية. |
| - Badem, ayva macunu, Kuru kayısı, incir marmeladı ve... | Open Subtitles | لوز مراكانو , معجون السفرجل مشمش مجفف , مربى التين و عنب , يم |
| Salata kurutucu'yla, kolu çevirdiğiniz anda, ihtiyacınız olan Kuru marul elinizde. | Open Subtitles | مع "مجفف السلطة"، rlm; يمكنكم دائماً الحصول على خس مجفف rlm; |
| Et kurumuş ve leşçiller ona hiç dokunmamış gibi görünüyor. | Open Subtitles | اللحم مجفف و يبدو إنه لم يمس من قبل الفطريات |
| Bu gece fena çarpıldın, değil mi? Banyo küvetine düşen saç kurutucusu gibi. | Open Subtitles | لقد قضي عليك في هذه الليلة, مثل مجفف شعر في حوض استحمام |
| Bir saç kurutucunuz bile yok muydu? | Open Subtitles | هل أجد عندك مجفف شعر؟ |
| Ayrıca saç kremim işe yaramıyor, saçlarım çok kırıldı. | Open Subtitles | بالاضافة أن مجفف شعري تعطل و أظن أن لديّ عظام هشة |
| Benim sanayi tipi saç kurutucum. | Open Subtitles | إنه مجفف و مقوى الشعر الخاص بى |
| Her giyinmen gerektiğinde bodrumdaki kurutucuya mı gideceksin? | Open Subtitles | كل مرة تريد أن تلبس سوف تستخدم مجفف السرداب ؟ |