Annem bu sabah beni uyandırdı ve ben daha gözümü tam açamıyorken bana ders vermeye başladı ki bunu biraz haksızlık olarak gördüm. | Open Subtitles | أيقظتني أمي هذا الصباح وبدأت في محاضرتي حتى قبل أن اٌفيق تماماً والذي إعتقدت أنه كان أمرّاً غير مُنصفاً |
Makine mühendisliği dersime tam başladım, bütün binanın elektriği gitti. | Open Subtitles | أنا بدأت للتو محاضرتي على الهندسة الميكانيكية، والمبنى كله ظلام دامس. |
Bugün ilk dersimi vereceğim ve sizin üzerinizde denemek istedim. | Open Subtitles | سألقي اليوم محاضرتي الأولى وأود تجربة إلقاءها عليكم , أتمانعون ؟ |
Bana okul yıllığını gösterdi. Hiçbir şey hakkında vaaz verebileceğini düşünmüyorum. | Open Subtitles | أرتنى كتابك السنوي، لذا أنا لا أعتقد أنتِ قد تريدى محاضرتي حول أيّ شئ |
İlk dersim 11.30'da, o yüzden bu gece burada kalacağız ardından Cuma günü 8'de, o yüzden yarın akşam yurtta kalacağız. | Open Subtitles | محاضرتي الأولى غداً في الساعة 11: 30 لذلك سنبقى هنا هذه الليلة |
O varken nutuk atman gerekiyor, anladım. | Open Subtitles | يتعين عليكَ محاضرتي عندما تكون هي بالجوار، أفهم ذلك |
Geçen haftaki dersimde de gösterdiğim gibi temporal lobu dikkatli bir şekilde ayırdığımızda beyinin gövdesinin üst kısmı ortaya çıkar. | Open Subtitles | و كما أوضحت في محاضرتي الأسبوع الماضي إذا جذبنا الأجزاء السفلى من شحمتى الأذن بعيدا عن بعض سيمكننا أن نرى الجزء الأعلى من جذع المخ |
Konferanslarıma konu olan kitabımda, maalesef seri cinayetlerle mantıksal dizileri karşılaştırmıştım. | Open Subtitles | في الكتاب الذي كان محور محاضرتي و لسوء الحظ قارنت السلاسل المنطقية بالقتلة المتسلسلين |
Eğer ders vermen bittiyse, artık oğlumu almak istiyorum. | Open Subtitles | إن كنت انتهيت من محاضرتي أود أن آخذ ابني الآن |
Kaybetmemek Sen benim hocam ben sana ders vermek | Open Subtitles | لن أخسر فأنت معلمي لكن هذه المرة وقت محاضرتي |
Bana hayatımı nasıl yaşayacağım hakkında ders veremezsin, artık olmaz. | Open Subtitles | لم يعُد يُحقق محاضرتي عن كيفيّة عيشي. |
Eğer birisi veya herhangi biri dersime gelirse... ve hayal kırıklığına uğrarsa, belki beni sevmeyebilir. | Open Subtitles | لذلك إذا كان شخص ما، أو أي شخص، يأتي إلى محاضرتي القادمة وخيبة أملهم، لانهم لم يحبوني |
Sonra ofisime gelirsin, dersime girip girmeyeceğine karar veririm. | Open Subtitles | إن كنت ستدخل محاضرتي أو لا |
- Yarın gece dersime gel. | Open Subtitles | ! -تعال إلى محاضرتي ليله الغد |
dersimi üçten dörde almalarını söyle. | Open Subtitles | أخبريهم فحسب أني أريد تأخير محاضرتي من الساعة 3 إلى الساعة 4 |
Kim benim tarih dersimi bölen? | Open Subtitles | من يجرؤ لتدمير محاضرتي ؟ |
Yani dersimi dinliyordun ve.. | Open Subtitles | إذن كنت تستمع الى محاضرتي |
Beni kızdıran şey, cadı olmaktan vazgeçen biri tarafından bana vaaz verilmesi. | Open Subtitles | ما يغضبني، هو أن تتمّ محاضرتي من الرجل الذي تخلّى عن كونه ساحرًا. |
Bu meseleler ile ilgili vaaz verecek son kişi sensin. | Open Subtitles | أنت آخر امرئ يمكنه محاضرتي بشأن أساليب معالجة الضغوطات. |
9 yıl, 11 ay, 3 hafta önce de buna dersim için hazırladığım slaytları değiştirerek devam etti. | Open Subtitles | تسع سنوات، أحدى عشر شهراً و ثلاث أسابيع مضت تبع هذا باستبدال شرائح محاضرتي |
Umarım dersim sizi gereksiz yere sıkmamıştır. | Open Subtitles | آمل ألا تكون محاضرتي قد زادتك ضجرًا |
Egzos sistemini ben yaptım ahbap, bana nutuk çekme. | Open Subtitles | أنا من صمم نظامك البدائي هذا، لذا وفر على نفسك محاضرتي |
- İlk dersimde iyiydim, ha? | Open Subtitles | محاضرتي الأولى. |
Konferanslarıma konu olan kitabımda, maalesef seri cinayetlerle mantıksal dizileri karşılaştırmıştım. | Open Subtitles | في الكتاب الذي كان محور محاضرتي و لسوء الحظ قارنت السلاسل المنطقية بالقتلة المتسلسلين |