| Bunu sorduğun için mutluyum oğlum. popüler olmak dünyadaki en önemli şeydir. | Open Subtitles | يسعدني سؤالك، أن تكون محبوباً هو أهم شيء في الحياة |
| Zayıf hafızamı affedin efendimiz ama popüler olduğunuzu hiç hatırlamıyorum. | Open Subtitles | حسناً, الآن يا سيدي إعذر ذاكرتي الضعيفة لكنني لا أذكر كونك محبوباً |
| İncil'de anlatıldığı gibi, sadece sevilmek mi istiyor diyorsun? | Open Subtitles | هل تقصدين أن كل واحد يريد أن يكون محبوباً, كما بالكتاب المقدس؟ |
| Öte yandan ben bu şehirde pek sevilen biri değilim. | Open Subtitles | أنا، من ناحية أخرى لست محبوباً جداً في هذه المدينة. |
| Korkma sakın, hepimiz işinin ehli Göstereceğiz seni sevimli | Open Subtitles | ولكن لا تخف فنحن لطفاء سوف نجعلك تبدو محبوباً |
| "Hayat boyu öğreneceğin en büyük şey sadece sevmek ve karşılığında sevilmektir. " | Open Subtitles | أعظم شيء ستتعلمه أبداً هو أن تحب ... وتكون محبوباً في المقابل |
| Lisedeyken pek popüler değildim. | Open Subtitles | أتعلمُ أنّني في المدرسة لم أكن محبوباً و لم أكن أحمقاً |
| Tozlukların popüler olma şansının geyikli kazaklardan yüksek olduğuna karar vermiştik. | Open Subtitles | وتجعلينه محبوباً وقررنا أن مدفآت الساق ترجيح حصول |
| popüler olmamak. | Open Subtitles | أن لا يكون شخصاً شعبياً محبوباً من قبل الشباب |
| Çünkü o diğer erkekler gibi değil. Sadece sevilmek istiyor. | Open Subtitles | لانه كان بشراً مثل اى شخصٍ اخر و يود ان يكون محبوباً |
| Hayır, benim ihtiyacım olan şey, tekrar sevilmek. | Open Subtitles | لا,ما أحتاجه هو أن أكون محبوباً مرة آخرى |
| Elbette sevilmek istiyor. Hepimiz sevilmek isteriz. | Open Subtitles | يريد أن يكون محبوباً طبعاً، جميعنا نريد ذلك .. |
| Schneider çok sevilen biriymiş, amcamı linç etmek için toplanmaya başlamışlar. | Open Subtitles | شنايدر هذا كان محبوباً جداً وبسرعة تشكلت عصابة غوغائية |
| Apansız aramızdan ayrılan bu harika ve çok sevilen gencin hayatı güzelliklerle doluydu. | Open Subtitles | لهذا الشاب الرائع والذي أُخذ من بيننا فجأة والذي كان محبوباً جدا ومحاطا بكل ما هو جميل بالنسبة له |
| Ama gerçekten sevimli, çok etkileyici bir kahraman yarattın. | Open Subtitles | ولكنك صنعت بطلاً محبوباً وجذاباً لأبعد الحدود |
| Şuna yatakta bak, çok sevimli gözüküyor. | Open Subtitles | انظري إليه وهو في السرير يبدو محبوباً جداً |
| Hayat boyu öğreneceğin en büyük şey sadece sevmek ve karşılığında sevilmektir! | Open Subtitles | أعظم شيء ستتعلمه أبداً ... هو فقط أن تحب ... وأن تكون محبوباً في المقابل |
| Onunla sorunlarım var, herkesin var, ama onun da her canavar gibi, sadece sevilmeye ihtiyacı var. | Open Subtitles | كان لدى مشاكلى معه كالجميع لكنه كأى وحش, يريد أن يكون محبوباً فقط |
| Kral tüm halkı tarafından seviliyordu. | Open Subtitles | كان الملك محبوباً من قبل جميع أفراد شعبه |
| Mürettebat bozulacak. Warley çok sevilirdi. | Open Subtitles | الطاقم سيستقبل الخبر بغضب ويرلى كان محبوباً |
| 1957 yılında Fowler adında bir çalışanımız vardı. O da çok popülerdi. | Open Subtitles | في 1957 كان لدينا موظف هنا اسمه (فاولر)، كان محبوباً أيضا للغاية |
| Benden önceki dostumun çok sevildiği belli. | Open Subtitles | سلفي هنا كَانَ محبوباً كثيراً. |
| Mesela... "Macgregor'um. Yaşarken çok sevimliydi." | Open Subtitles | ماكجريجور" ، عاش محبوباً طوال حياته" |
| Ross diğer mahkûmlar tarafından pek sevilmezdi. | Open Subtitles | و لَم يكُن روس محبوباً مِن قِبَلِ زُملائِه السُجناء |
| Herhalde bu yüzden çok popülersin. | Open Subtitles | أعتقد أن ذلك سبب كونك محبوباً |
| Sevmek ve sevilmenin ne olduğunu asla bilememek. | Open Subtitles | دون أن يسبق لك أن تعرف ما معنى أن تحب وتكون محبوباً |
| Her şeyin nasıl sevgi dolu olduğuna inanamazsın Ben. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتخيل يا بن .. كل شيىء كان محبوباً.. |