belli bir şeye ve onun ne kadar olağanüstü olduğuna odaklanırım ve günün geri kalanında mutlu olurum. | Open Subtitles | أركّز بشيء محدّد وكيف هو رائع, وأكون سعيدة لبقيّة اليوم. |
Normal, sağlıklı insanların arasında olan belli bir şey vardır. | Open Subtitles | هناك شيئ محدّد يحدث بين الأشخاص العاديين، الأصحّاء. |
belli bir saat var mı, yoksa bütün öğleden sonrayı mı boşaltayım? | Open Subtitles | هل من وقت محدّد أم أحجز فترة ما بعد الظهر؟ |
Normalde Belirli bir güvenlik boşluğu bırakırım. | Open Subtitles | وفقاً للنظرية, عليّ أن أبقى على بُعدٍ محدّد. |
Bu konuda yardımına ihtiyacımız var. Belirli bir tarih ya da zaman var mı? | Open Subtitles | نحتاج لعونكَ في هذا هل من تاريخٍ محدّد أو وقت؟ |
Ajan Mulder, size Gizli Dosyalar'a ait hiçbir araştırmayı takip etmemeniz Özellikle emredilmişti. | Open Subtitles | الوكيل مولدر، أنت أمرت بشكل محدّد ليس ل تابع أيّ خطّ التحقيق يخصّ إلى الملفات المجهولة. |
çılgın hayvan göçleri, Özellikle de kuşlar ! | Open Subtitles | تعرف ماعدا هجرات الحيوانية الغريبة بشكل محدّد الطيور |
Ya da daha spesifik olacak olursak: Antipsikotik ilaç. | Open Subtitles | أو بشكل محدّد عقل لمضطرب عقلياً |
Miğfer penguenleri yavruları, yılın belli zamanlarında denize açılırlar. | Open Subtitles | صغار البطاريق شريطية الذقن تكوّن الرّيش في وقت محدّد من العام |
Meditasyon gibi düşün. belli bir şeye odaklanmalısın. | Open Subtitles | إنّه مثل التأمّل تحتاجين أن تركّزي على شيء محدّد |
Peşine sana benzeyen bir iblis yollamasının belli bir sebebi var mı? Benim yüzümü takınmış bir şekilde en büyük korkularımı yüzüme vurarak karşımda dikiliyordu. | Open Subtitles | هل مِنْ سببٍ محدّد لإرسالها شيطاناً يشبهك؟ |
Araştırmalar belli hastalıklar için kullanabileceğimiz ilaçlar adına yapılıyor. | Open Subtitles | ولكنها تُجرى على العقاقير التي قد نستعملها لداء محدّد. |
O antika aletle yapmayı planladığın belli bir şey mi var? | Open Subtitles | هل من شىءٍ محدّد تنوى فعله بهذه الآلة؟ |
Ancak evrak üzerinde tam olarak kimin sürdüğü belli edilmemiş. | Open Subtitles | لكن مَن يقودها غير محدّد في البيانات |
Zamandaki Belirli bir mekânı bulamıyorlar. İletişim kuramıyorlar. | Open Subtitles | لا يستطيعون العثور على شيء محدّد في الزمن، ولا يستطيعون التواصل |
Ama bu mektuplara cevap verirken çok dikkatli olmalıyım çünkü aldığım her mektubun aslında bir hikâye olduğunu biliyorum, Belirli bir yazar tarafından yazılmış bir hikâye. | TED | لكن عليّ أن أكون جدّ حذرة عندما أردّ على هذه الرسائل لأنني أعرف أنّ كلّ رسالة تصلني هي في الحقيقة مجرد قصّة كُتبت من طرف كاتب محدّد. |
Oldukça Belirli bir sayı, sence de değil mi? | Open Subtitles | رقم محدّد للغاية ألا تظنين ذلك؟ |
Sebastian geminin battığı yerin orası olduğunu Özellikle belirtmiş. | Open Subtitles | سيباستيان قال بشكل محدّد أنها غرقت هناك. |
Sebastian geminin battığı yerin orası olduğunu Özellikle belirtmiş. | Open Subtitles | سيباستيان قال بشكل محدّد أنها غرقت هناك. |
Orada Özellikle yüksek fruktozlu mısır şurubu içermeyen gıdalar alması gerektiği belirtilmişti. | Open Subtitles | مذكور بشكل محدّد عدم وجود نسبة مرتفعة من شراب ذرة الفركتوز. |
- Yeteri kadar spesifik mi? | Open Subtitles | ــ هل هذا محدّد بمافيه الكفاية ؟ |
Çok spesifik oldu. | Open Subtitles | هذا محدّد للغاية |