| Bir cinayet dosyasıyla uğraştığımız için şanslıyız. Ya tecavüz veya hırsızlık olsaydı? | Open Subtitles | نحن محظوظين بالحصول على قضية قتل حسبت أنها قضية ضرب أَو سرقة. |
| Otel henüz resmi olarak açılmadı. Bunu bulduğumuz için şanslıyız. | Open Subtitles | الفندق لم يفتتح رسميا حتى كنا محظوظين أن وجدنا غرفة |
| Bunlar en iyi yıllarımız, ne kadar zamanımız var? şanslıysak on yıI mı? | Open Subtitles | هذه ربما أفضل سنوات عمرك و كم سيدوم هذا عشرة إذا كنا محظوظين |
| Eğer şanslıysak, belki bazı güvenlik kameraları... ilk görüntüleri yakalamayı... | Open Subtitles | إذا كنا محظوظين فربما تكون كاميرات المراقبة قد صورت أول |
| Benim dünyamda, zamanlama her şeydir. ve bazen şansımız yaver gider. | Open Subtitles | في عالمي , التوقيت هو كل شيء وأحياناً , نكون محظوظين. |
| Onlara bir ev bulabildiğimiz için şanslıydık ama biraz tadilata ihtiyacı vardı. | TED | كنا محظوظين جدا أن وجدنا لهم بيتًا لكنه احتاج القليل من العمل |
| Herhangi bir şans, bizim kız Kat olacak Stansbury cenazane. | Open Subtitles | لو كان محظوظين, ستظهر فتاتنا كات في جنازة آل ستانسبيرز. |
| Pencap Yıldızı'nı koruma görevi bize verildiği için çok şanslıyız oğlum. | Open Subtitles | كنا محظوظين جدا حماية هذا الحجر الشهير أليس ذلك يا بني؟ |
| Hâlâ hayatta olup bu güzel dünyayı gördüğümüz için çok şanslıyız. | Open Subtitles | نحن جد محظوظين كوننا لا نزال أحياء، لنرى هذا العالم الرائع |
| Pencap Yıldızı'nı koruma görevi bize verildiği için çok şanslıyız oğlum. | Open Subtitles | كنا محظوظين جدا حماية هذا الحجر الشهير أليس كذلك يا بني؟ |
| Yani aradığımız kalıcı bir çözüm. Ve işte burada şanslıyız. | TED | لذا فنحن نحاول البحث عن حل دائم و هنا كنا محظوظين |
| Gerçekten ama gerçekten şanslıysak belki arkadaşlarımızı kurtarmanın bir yolunu bulabilir. | Open Subtitles | و إذا كنا حقا، حقا محظوظين ربما ستجد أملا ﻹنقاذ أصدقائنا |
| Uzun yaşayacak kadar şanslıysak, Alzheimer beynimizin kaderi olacak gibi gözüküyor. | TED | لذلك إن كنا محظوظين بالعيش لعمرٍ مديد، فيبدو أن مرض ألزهايمر سيكون مصير عقلنا. |
| Ve eğer şanslıysak... ...torunlarımızın çocuklarının Benki'nin sorularına... ...cevap vereceği tarzı... ...değiştirebiliriz. | TED | ولو كنا محظوظين, يمكننا تغيير الإجابة إجابة أحفاد أحفادنا على سؤال "بينكي" |
| Hiç biramız da kalmadı, ahbap. Hiç şansımız kalmadı, kardeşim. | Open Subtitles | وليس لدينا زجاجات بيرة، نحن لم نعد محظوظين يا صديقي |
| şansımız varsa, bu gerçek korucu mishegas artık ortalarda yok demektir. | Open Subtitles | ان كنا محظوظين الحامي الحقيقي مشيجاس سوف يكون تماما في ماضينا |
| Belki şansımız yaver gider ve mucizevi bir şey buluruz; ama sanmıyorum. | TED | ربما سنكون محظوظين و نكتشف شيء سحري, لكنني لا توقع ذلك. |
| Geriye canlı olarak ve arkadaşlığımız bozulmadan döndüğümüz için şanslıydık. | Open Subtitles | و قد كنا محظوظين عندما عدنا احياء و صداقتنا سليمة |
| Ama sonunda kendimi kurtardım ve şanslıydık ki birbirimizi bulduk. | Open Subtitles | لكني خرجتُ منها ولقد كُنا محظوظين كفاية لنجد بعضنا البعض |
| Arkadaşımla benim bu evi kiralayabilmemiz bir şans. Burası çok gözde bir semt. | Open Subtitles | هذه الفتاة الاخرى وانا كنا محظوظين لتأجيرها هذه منطقة راقية جدا |
| Diğer odada oldukları için çok şanslılar. Yoksa kıçlarını dondururdum. | Open Subtitles | إنهم محظوظين لكونهم في غرفة أخرى وإلاّ لجمّدت مؤخراتهم جميعاً |
| Evet, uzaylılar etimizi yemediği için gerçekten çok şanslı çocuklarız. | Open Subtitles | .نعم،بالفعلنحنأولاد محظوظين. لأننالمنؤكلمنقِبل الغرباء. |
| şansınız varsa, çocuk büyüyüp annesinin kontrolünden çıktığında sizi görmeye gelir belki. | Open Subtitles | إذا كنتما محظوظين, قد يأتي الطفل ليزوركما عندما يكبر.. بعيداً عن رقابة الأم. |
| Sen deli misin? şanssız insanlar, hastaneleri kaydetmelidir. | Open Subtitles | الأشخاص الغير محظوظين يذهبون إلى المشافي |
| Şanslısınız ki, başınıza bir iş gelmemiş. | Open Subtitles | انتم محظوظين بوجودي هنا لكي لا تتعرضوا لأي شيء اي شيء؟ |
| Bazı insanlar şanslıdır bazı insanlar değil. | Open Subtitles | هل تؤمنين بأن بعض الرجال محظوظين و بعض الرجال لا؟ |
| Silahşorlar muhafızlarım onları öldürmedikleri için şanslıydı. Sahi mi? | Open Subtitles | الفرسان كانوا محظوظين ان حراسىى لم يقتلوهم أوه ، حقا ؟ |
| Modern giysilerimiz olmadan siz ve ben burada bir gece hayatta kalsak şanslı sayılırız. | Open Subtitles | بدون المعدات الحديثة , فسنكون محظوظين أنا وأنت إذ ما قضينا هنا ليلة واحدة وبقينا على قيد الحياة |
| Bu gece bizim ne kadar şanslı olduğumuzu görmemi sağladı. | Open Subtitles | أتعلم, الليلة جعلتني أفكر حقاً إلى أي مدى نحن محظوظين |