Köylerdeki aileler uydurma bahanelerle sistemli bir biçimde göç etmeye zorlanıyorlar. | Open Subtitles | لا نريد الطرد المنظم لعائلات الفلاحين بسبب أعذار مختلقة |
Köylerdeki aileler uydurma bahanelerle sistemli bir biçimde göç etmeye zorlanıyorlar. | Open Subtitles | لا نريد الطرد المنظم لعائلات الفلاحين بسبب أعذار مختلقة |
Tabii bu hikayenin uydurma olduğu neredeyse kesindir. | Open Subtitles | باستثناء أن قصة التفاحة يبدو في الأغلب أنها مختلقة |
Bana sorular sordun ben de uydurma kelimelerle karşılık verdim. | Open Subtitles | أنت تطرحين الأسئلة وأنا أجيب .. بكلمات مختلقة |
Pekâlâ, Tony, dediğin gibi, bu "yatak odasındaki seksi hareketler" listesi kafadan uydurulmuş. | Open Subtitles | حسناً ، توني ، اعتقد ان هذه القائمة . من الحركات المثيرة في غرفة النوم . مختلقة ، كما قلت انت |
Slash gerçek değil, ilgi ve bağışı temsil eden uydurma bir insan. | Open Subtitles | إنه شخصية مختلقة لتمثيل الجمعيات الخيرية |
Çünkü ben de kuzenlerinle uydurma bir yürüyüşe çıkmak isterim. | Open Subtitles | لأنني سأحب الذهاب في نزهة مختلقة مع أقاربك. |
Bu uydurma bir hikâye yalnızca bir kurgu, hem de henüz bitmedi. | Open Subtitles | هذه قصة مختلقة قصة الخيالية و غير مكتملة |
Zor olan, annemi böyle bir yerde uydurma isimle hayal etmek. | Open Subtitles | ما هو الصعب هو تخيل أمي في مكان مثل هذا، تحت اسم بعض مختلقة. |
Sizin mektuplarınızın uydurma olduğunu düşünürdüm ta ki nişanlımın kolejdeki oda arkadaşı birkaç günlüğüne gelip bizde kalana kadar. | Open Subtitles | "انا اعتقد دائما ان رسائلك كانت مختلقة" "حتى اتت شريكة سكن خطيبتي لتبقى معنا لبضعة ايام" |
uydurma bir kitap o, yarı gerçek. | Open Subtitles | إنها أسطورة مختلقة ، نصف الحقائق |
Gerçek değiller. Hepsi uydurma. | Open Subtitles | إنها ليست حقيقية، كلها مختلقة |
- Gerçek değil. - Tamamen uydurma bir hikaye. | Open Subtitles | ليست حقيقية - انها قصة مختلقة - |
uydurma bir kız arkadaş, uydurma bir şehir. | Open Subtitles | حبيبة مختلقة ومدينة مختلقة |
Bu uydurma bir iş değil. | Open Subtitles | وليس بعض الوظائف مختلقة. |
Tamamıyla uydurma rakamlar. | Open Subtitles | أعني أنها مختلقة كلياً. |
Bu da uydurma bir kelime. | Open Subtitles | -هذه كلمة مختلقة أيضاً |
uydurma bir suçtan içeri almak mesela. | Open Subtitles | يعتقله لتهمة مختلقة... |
Tamamen uydurma birşey, Kyle. | Open Subtitles | إنها مختلقة بالكامل (كايل). |
Ben "kafadan uydurulmuş" demedim, "egzotik" dedim. | Open Subtitles | . لم اقل إنها مختلقة . بل قلت إنها غريبه |