| yanılıyorsun, o Jüri Odası'na gitmek istememiştim, hasta rolü yapmayı istemiş, her şeyi düşünmüştüm. | Open Subtitles | أنت مخطيء ، أنا لم أكن أريد أن أذهب الى غرفة المحلفين أنا أردت التضاهر بالمرض و فكرت في كل شيء |
| hadi yürü hayır hayır onun hakkında yanılıyorsun yani unutmak kısmında değil. | Open Subtitles | ضِعْها في بنك صفعاتك القاسية وتحرك -تحرك -لا لا أنت مخطيء نحوها |
| Bütün kariyerimi bir kenara koyup peşinden gelmeden önce seninle geçireceğimiz iki haftayı beklememi yanlış mı buluyorsun dürüstçe söyle? | Open Subtitles | هل حقًا تظنين أني مخطيء في رغبتي بقضاء الأسبوعين القادمين معًا قبل أن أنحي كامل حياتي المهنية جانبًا وأمتثل لكِ؟ |
| yanılıyor olabilirim, eğer öyleyse bu kayıt beni tamamen bir aptal gibi gösterecek. | Open Subtitles | من الممكن أن أكون مخطا , ولو أنا مخطيء انه يجعلني أبدو وكأنني انا أحمق |
| sen bana erkeklerin her zaman hatalı olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun ? | Open Subtitles | هل أنت تقولي لي ، أن الرجل دائما مخطيء ؟ |
| Ne? Benim bir cinayet komplosunun bir parçası olduğumu mu düşünüyorsunuz? Peki, yanılıyorsunuz. | Open Subtitles | ماذا , أنت تعتقد أني جزء من هذه المؤامرة حسنا , أنت مخطيء |
| Görüyorsun ya, gerçekten arkadaşınım. Ve beni sevmemekle hata ediyorsun. | Open Subtitles | فكما ترى أنا صديقك فعلا، وأنت مخطيء بعدم حبك لي |
| Seni striptiz kulübünden çıkardığım için özür dileyeceğimi sanıyorsan, yanılıyorsun. | Open Subtitles | إن كنت تظن أنني سأعتذر بشأن ما حدث بملهى العراة، فأنت مخطيء |
| Bir dakika bile duracağımı düşünüyorsan, yanılıyorsun. | Open Subtitles | إذا تخيلت بأنني سأتوقف وقتاً ما عمّا أفعل فأنت بالتأكيد مخطيء |
| yanılıyorsun dostum. Gördüklerin yanlış. Bütün olanlar kafanın içinde. | Open Subtitles | انت مخطيء أنت ترى الأشياء بشكل خاطيء الأشياء التي تسيطر على مخك ليست حقيقية |
| yanılıyorsun dostum. Gördüklerin yanlış. Bütün olanlar kafanın içinde. | Open Subtitles | انت مخطيء أنت ترى الأشياء بشكل خاطيء الأشياء التي تسيطر على مخك ليست حقيقية |
| Durma, gönder resimi, bu, okuldaki herkesi etkiler sanıyorsan yanılıyorsun. | Open Subtitles | ارسل الصوره .. لكن اذا كنت ان ذلك سيحرج احدهم فى المدرسه فأنت مخطيء |
| Oh, demek ben salağım ha, ha? Bil bakalım sen neyi yanlış biliyorsun. | Open Subtitles | اوه انا لست غبي اذا حذر ماذا كنت مخطيء بشانه |
| Bunun için kural kitabını çıkarman yanlış. | Open Subtitles | أنت مخطيء بإقتباسك من القواعد لأنه لايوجد شيء بشأن القواعد يخص هذا الأمر |
| yanlış olduğunu biliyorum. Ama elimden bir şey gelmiyor. | Open Subtitles | انا اعلم انني مخطيء و لكن لا استطيع ان امنع نفسي |
| yanılıyor olabilirim ama sanırım benimle bir sorunu var. | Open Subtitles | أحتمال أن أكون مخطيء ، لكني اعتقد أن عنده مشكله معي |
| yanılıyor olabilirim ama burada kalırsan bence çok eğleniriz. | Open Subtitles | أتدرين, ربما أنا مخطيء لكنني أعتقد أنك ستحظين بكثير من المرح. اذا مكثتي معي. |
| Dükkandaki adam sorun olmadığını söyledi, ama hatalı olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | الرجل الذي بالمتجر قال ان ذلك لن يؤثر لكني عرفت انه مخطيء |
| Bu mahkemeyi düşüncesizce aşağılayabileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. | Open Subtitles | على نحو فظيع إن كنت تظن انك ستهين هذه المحكمة من دون عواقب و أنت مخطيء إن كنت تظن |
| Sana güveniyorum ve ikinizin arasında bir şeyler olduğunu düşünerek de kesin ve kat'i suretle hata ettim. | Open Subtitles | أنا أثق بكِ,وكنت مخطيء تماماً بالكامل لأظن أنه قد يكون هنالك شيئاً يحدث |
| Şimdi, bana haksız olduğumu söylersen, kabul ederim. | Open Subtitles | الآن، لو أخبرتيني بأني مخطيء، إذاً فأنا مخطيء |
| Yani Vali haklı çıkmıştı. Ama gün içerisinde, şehirden bir adam geldi onun yanıldığını söyledi bu yüzden adamı vurdular. | Open Subtitles | فشعر العمدة أنه على حق، ولكن بالنهار جاء رجل من المدينة وقال للعمدة أنه مخطيء وأنه قد يُقتل على فعلته |
| - Yine hatalısın. İmzalanmış "Hapisten bedava çık" kartım var. | Open Subtitles | أنت مخطيء مجدداُ ، لدي بطاقة تحمل توقيعاً للخروج من السجن |
| Tamam, yanıldım. Kâğıt fabrikası çok iyi bir fikirdi. Hadi buradan çıkalım. | Open Subtitles | حسناً أنا مخطيء مصنع الورق فكرة رائعة دعونا فقط نخرج من هنا |
| yanıldığımı söyle, bende kalayım. | Open Subtitles | انظري,أخبريني اني مخطيء, وسوف أبقى |
| - Beni iyi tanıdığını sanıyordun. Ama yanıldın. - Ben asla-- | Open Subtitles | لقد ظننت بأنك ستحصل على شيء جيد من قبلي لكنك مخطيء |
| Ama yanılmışım. Size bu kutunun beni ne kadar sevindirdiğini anlatamam. | Open Subtitles | لسوء الحظ كنت مخطيء لا أستطيع القول كم تعني لي هذه السجائر |
| yanılıyorsam söyle. | Open Subtitles | ولهذا السبب أنتهي بك الأمر كحارس في المبنى أخبرني بأنني مخطيء |
| Yanlışın var, "Yerim Burası Olmalı" Talking Heads'e ait. | Open Subtitles | انت مخطيء من غناها هو فرقة تاكنج هيدز |