| Sunak oğlanlarına rüşvet vermem gerekti ama rahibin adını öğrendim. | Open Subtitles | أضطرت إلي عدد قليل من اولاد مذبح الكنيسة ولكني حصلت على أسم الكاهن. |
| Bizler, Tanrı'nın ve Sunak taşının da yardımıyla onun gittiği yoldan gittik, ve döndük. | Open Subtitles | مشينا على خطاه وعدنا... بفضل الله وحجر مذبح وثني. |
| Hissedar değeri olan kişiler ya da yenilikler dışındaki altar karakterlere ya da nezakete tapmıyoruz. | TED | نحن لم نعد نتعبد في مذبح السجية، والطيبة، ولكن في مذبح الابتكار والناس الذين ينشئون قيمة المساهمين. |
| Onu sunağa getir, yani yatağıma. | Open Subtitles | .. أحضريها إلى مذبح الزواج والذي هو سريري |
| Sen ve gelin sunakta duruyorsunuz oraya buraya broşür dağıtıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت و عروستك واقفين في مذبح الكنيسة توزّعون المنشورات للحاضرين |
| Kanı Tanrı'nın sunağına dökülmeli. | Open Subtitles | يجب أن يراق دمه فى مذبح كنيسه للرب |
| Hayat ağzıma sıçtı, papaz yardımcısı çocuklardan daha çok terapi gördüm. | Open Subtitles | الحياة صفعتني شرّ صفع وخضعت لحصص علاج أكثر من صبي مذبح سابق |
| Cadıların sunağı olduğu söylenen bir yere neden gittiniz? | Open Subtitles | الذي جعلك تذهب للوضع سمعت هل كنت مذبح الساحرات؟ |
| Onu kiliselerindeki bir sunağın içine tıktılar. | Open Subtitles | أقفلوا عليه بإحكام في مذبح في كنيستهم |
| Tanrı'nın mihrabına kanı dökülmeli. | Open Subtitles | الدم يجب أن يسكب على مذبح الرب |
| İlerleyişin sunağında bir kurbandın. | Open Subtitles | تضحية على مذبح التقدم |
| Amerikan rüyasının mihrabında sadakatle diz çökmüştüm ve tüm zamanımda tanrılara dua ediyordum, başarı, para, ve güce. | TED | لقد ركعت بإخلاص أمام مذبح الحلم الأمريكي، مبتهلًا إلى آلهة زماني بالنجاح، والمال، والسلطة. |
| Siyah bir Sunak hazırlanmalı, cidden kötü şeylerle. | Open Subtitles | عليك أن تبي مذبح أسود به أشياء الظلام عظام . |
| Sunak örtüsü yerine Spongebob'lı Amerikan servisi de ne oluyor? | Open Subtitles | أقصد ، أن نضع اسفنجة في مذبح حريري؟ |
| Bu iki Sunak çocuğunu kim olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل ترى الولدين على مذبح الكنيسة ؟ |
| Bu bir Sunak. | Open Subtitles | إنه مذبح الكنيسة |
| Diğer altar çocukları da olaya karışmış olabilir mi? . | Open Subtitles | هل يُحتمل تورط فتيان مذبح آخرين؟ |
| O masa daha çok bir sunağa benziyor. | Open Subtitles | تبدو تلك الطاولة وكأنها مذبح |
| Bir Mossad ajanından da bunu beklerler. Seçilmişler tarafından sunakta verilen bir kurban olmaya boyun eğmelerini. | Open Subtitles | .."وهذا ما يتوقّعونه من عميل في "الموساد تضحية على مذبح الأشخاص المختارين |
| Bu yudumla, şu an, ruhumu şeytanın sunağına çiviliyorum. | Open Subtitles | بهذا "الرام" ، الآن أنا صلبت روحي على مذبح الشيطان |
| papaz yardımcısıyken kullanırdım. | Open Subtitles | كنت أضعه عندما كنت صبياً في مذبح الكنيسة |
| Meryem'in sunağı için yaptım. | Open Subtitles | صنعتها لأجل مذبح العذراء. |
| mihrabın ve sunağın yerine de mi karar vereceğim? | Open Subtitles | و مذبح الكنيّسة ، و المذبح الرئيسي ؟ |
| Kendimizi sevgi sunağında feda ediyoruz! | Open Subtitles | نحن التضحية أنفسنا على مذبح الحب! |
| Evet özellikle ayakların şeytanın mahmuzunda ve kıçın Tanrı'nın mihrabında iken. | Open Subtitles | نعم، مع قدميك على حاجز الشيطان وأردافك تشرب النخب فى مذبح الرب. |
| Üç seferdir beni kilisede tek başıma bırakıyorsun. | Open Subtitles | للمرة الثالثة تركتنى أقف عند مذبح الكنيسة |
| Ortam loştu ama birini gördüm... ..mihrabın önünde diz çökmüştü. | Open Subtitles | الضوء كان معتم يا سيدى ولكنى كنت قادر على رؤية أحدهم الذى كان يركع فى أتجاه مذبح الكنيسة |