| Annem usta bir yalancı. İstediği her hangi bir şeyi konuşmalarıyla elde edebilir. | Open Subtitles | أمي كاذبة قهرية ستقول كل ما يلزم لتنال مرادها |
| İstediği şeyin peşinden koşan kızlara bayılırım. | Open Subtitles | أحترم الفتاة التي تسعى وراء مرادها |
| İstediği şey onu öldürebilecek tek silah. | Open Subtitles | مرادها هو السلاح الوحيد الكفيل بقتلها. |
| İstediğini elde edemeyecek. Ve sonunda kim bilir kimler incinecek. | Open Subtitles | لن تحصل أبدا على مرادها ولا أحد يعلم لمن ستسبب الأذى |
| Hayır, bu bir güç oyunu. İstediğini elde etmek için bizi etkilemeye çalışıyor. | Open Subtitles | لا، إنّها لعبة سيطرة، تحاول التلاعب بنا لتنال مرادها |
| Annemin istediğini elde etme bakışına çok benziyordu. | Open Subtitles | هكذا تبدو أمي عندما تحقق مرادها. |
| O hiç istediğini alamaz, ve kim bilir nasıl sonuçlanacağını Acıyla. | Open Subtitles | لن تحصل أبدآ على مرادها ولا أحد يعلم لمن ستسبب الأذى |
| İstediği, sendin. | Open Subtitles | . كنت انت مرادها |
| Aksi takdirde eninde sonunda tam istediği şeyi elde edecek. | Open Subtitles | وإلا نالت مرادها في النهاية |
| - Sizden istediği ne? | Open Subtitles | -ما مرادها منكما؟ |
| Bu kadın her zaman istediğini elde eder mi? | Open Subtitles | هل تحصل هذه المرأة على مرادها دوماً؟ |
| O istediğini elde etmenin yolunu bilir. | Open Subtitles | هي تعرف كيف تحقق مرادها |
| Lily'nin istediğini elde etme konusunda aşırı bağlılığını hiç hafife alma. | Open Subtitles | إيّاك والاستهانة بعزم (ليلي) المثابر لنيل مرادها. |
| İstediğini elde edene kadar peşimizi bırakmayacak. | Open Subtitles | -ستواصل سعيها حتّى تنال مرادها |
| Tek fark, adam bu kez, kızın öyle istediğini düşündüğü için evlenip çoluk çocuk sahibi olma baskısı yaşayacaktı. | Open Subtitles | الفرق الوحيد هو أنّه شعر بضغط يحضّه على الزواج وإنجاب أطفال لأنّه يعتقد أنّ هذا مرادها. |