| - rahatsız sessizlikte rahat edemiyorum. Senin de pek hoşsohbet olduğun söylenemez. | Open Subtitles | حسنا، أنا لست مرتاحه بالصمت المزعج , وأنت لا تجارينى فى المحادثة. |
| Ve Kate'in evimizde rahat edebilmesi için elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | وسوف نقوم بكل ما نقدر عليه لجعل كيت مرتاحه معنا |
| Tabi eğer seni rahatsız eden bir şey varsa bu konuda konuşmalıyız. | Open Subtitles | اذا كان هنالك اي شي انت لستي مرتاحه بشأنه يمكننا التحدث عنه |
| Zero'nun kanı olmadığını bildiğimden, biraz rahatladım. | Open Subtitles | .. لماذا أنا مرتاحه أنّ هذهـ ليست دِمآء زيرو |
| Kesinlikle rahatım. Onunla buluşmam gerekmiyor. Sana güveniyorum. | Open Subtitles | أنا مرتاحه كلياً, أنا لا اريد مقابلتها أنا اثق بك |
| Dikkatli bir şekilde mutlu. Rahatlamış ve aynı zamanda endişeli. | Open Subtitles | نوع ما من السعاده الحزره مرتاحه وقلقه في نفس الوقت |
| Buradan geçerken senin kadar ben de endişeliyim. Bu çevrede pek rahat değilim. | Open Subtitles | أنا متلهفه لعبور هذا كله أنا لست مرتاحه في هذه البيئة |
| Fakat şunu da unutma ki Lydia herhangi bir toplulukta kendini göstermedikçe rahat durmayacak. | Open Subtitles | ليديا لن تكون مرتاحه حتى تظهر نفسها في بعض الاماكن العامة، |
| rahat olmalısın. Bu benim için önemli. | Open Subtitles | أنا أريدك أن تكونى مرتاحه هذا مهم بالنسبه لى |
| Her şey değişecek. Onu rahat ettirin. | Open Subtitles | الاشياء سوف تتغير هنا لماذا لا تجعلها مرتاحه اكثر ؟ |
| Hey, baskı yanlısı değilimdir. rahat olmanı istiyorum. | Open Subtitles | لا أتحدث عن الضغط أنا فقط أريدك أن تكون مرتاحه |
| Sanırım, bana mutlu olup olmadığımı seninle mutlu olup olmadığımızı sormaya çalıştı ve bütün bu olanlardan sonra kendimi çok rahatsız hissetmeme neden oldu. | Open Subtitles | اعقد انها سالت اذا كنت سعيده اذا انا وانت سعداء جعلتنى غير مرتاحه |
| Evde kalan kadınlar gibi olmak beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | الأم التي تبقى في البيت يجعلني غير مرتاحه |
| Senin hakkında endişelerim var ve kapıdan çıkıp gitmeni izlemek beni rahatsız edecek. | Open Subtitles | عندي مخاوف عنك,ولست مرتاحه بمشاهدتك وأنت تغادر هذا الباب |
| Kimseyi tanımadığımız için rahatsız olur. | Open Subtitles | نحن لا نعرف اي احد و هي ستكون غير مرتاحه |
| Hayır. Korkmanı ya da rahatsız olmanı gerektirecek bir durum yok. | Open Subtitles | لا, لا يوجد سبب لتكوني خائفة أو غير مرتاحه |
| Çok rahatladım. Bana kızdığını düşünüyordum. | Open Subtitles | يا إلهي, انا مرتاحه جداً اعتقدت انكِ غاضبه مني |
| Çok rahatladım, oğlum kalp ağrısıyla kurtuldu. | Open Subtitles | اوه، انا جداً مرتاحه طفلي تجنب بعض الحزن |
| Hugh doğal olarak kendini paralıyor. Ama açıkçası ben rahatladım. | Open Subtitles | وبطبيعة الحال, كان هيو يقسو على نفسه ولكن بصدق أنا مرتاحه |
| Ama ben mantık ve gerçeklerin dünyasında daha rahatım. | Open Subtitles | لكن انا مرتاحه جداً في عالم المنطق و الحقائق |
| Pussy döndüğü için çok Rahatlamış olmalısın. | Open Subtitles | انتي المفروض تكوني مرتاحه لان بوسي زوجك رجع |
| Sadece şunu bilin ki, ofis içi Romantizminden rahatsızım. | Open Subtitles | أريدك فقط ان تعلم أني غير مرتاحه بوجود علاقة غراميه داخل المكتب |