| Polis, bu olayın Anton'un kayboluşuyla bir bağlantısı olup olmadığını açıklamadı. | Open Subtitles | الشرطة لم تفصح ما إذا كانت الجريمة مرتبطة بحادثة اختطاف انتون |
| Bu kadının kartellerle bağlantısı olduğunu mu düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | . تعازينا لكم هل تعتقد أن هذه المرأة مرتبطة مع تجار المخدرات ؟ |
| Görüyorsun bölgedeki petrol yatağı katmanları... birbirlerine şaşırtıcı bir biçimde hassas yapıda bağlı. | Open Subtitles | انت تَرى، الطبقات الحاملة للنفط في المنطقةِ. مرتبطة مِن قِبل تركيبة حسّاسة جداً. |
| İşle mi alakalı yoksa profesyonel bir yardım mı almanız gerekiyor? | Open Subtitles | هل هي مرتبطة بالعمل, أم تحتاج الي ان تتكلم مع مختص؟ |
| Afedersiniz. Çocuklarla birlikte çalışma yapmak zorundayım. | Open Subtitles | انا اسفة ، اني مرتبطة مع الطلاب ربما في مرة قادمة |
| Daha sonra bu yaz, buzul eridikçe, daha çok mağara bulduk ve fark ettik ki hep birbirine bağlıydı. | TED | في فترة لاحقة ذلك الصيف، مع ذوبان المزيد من الثلج عن الجليد وجدنا المزيد من الكهوف و اكتشفنا أنّها كلّها مرتبطة. |
| Ve dahası, bazı durumlarda Dünya'da ateş şeytan betimlemesiyle bağlantılı hale gelmiştir. | Open Subtitles | وفي مرحلة ما على الأرض.. أصبحت النار مرتبطة بصورة شيطانية بالأشياء الشريرة |
| Şey, şu Rukia denilen kişiyle bir alakası var mı bilmiyorum ama Seireitei'de inanılmaz bir olay vuku bulmuş. | Open Subtitles | عفوا ، لا أعلم هل هناك علاقة مرتبطة بروكيا؟ في الواقع وقعت حادثة لا تكاد تصدق في مجتمع الأرواح البارحة |
| Bu cinayetin de diğerleriyle ilişkisi olduğunu söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | هل تستطيع أن تقول لي إذا كانت هذه الجريمة مرتبطة بالجرائم السابقة |
| Erişim yetkim yoktu. Ulusal Güvenlik sunucularına şimdi bağlantı kuruyorum! | Open Subtitles | ولم يكن لدي التصريح فأنا غير مرتبطة بوكالة الأمن القومي حالياً |
| Çağımızın yerelliği güçlü bir şekilde bağlanmış. | TED | خاصية المحلية في زمننا مرتبطة ببعضها بقوة. |
| Bu yüksek tansiyona, ileri seviyede depresyona neden olabilir. Ölüm oranlarıyla dengeli olan alkol bağımlılığı ve sigara içme ile ilişkili olabilir. | TED | ويؤدي إلى ارتفاع ضغط الدم واكتئاب أعلى متوائمة مع معدلات الوفاة قد تكون مرتبطة أكثر مع تعاطي الكحول أو تدخين السجائر |
| Bir aralar benim moruğun çalıştığı bu kapanmamış davanın, şu an benim çalıştığım davayla bir bağlantısı olabilir. | Open Subtitles | إنها قضية غير محلولة كان والدي يعمل عليها أيامها قد تكون مرتبطة بشيء أعمل عليه حاليا. |
| Akşamki olayların birbiri ile bağlantısı olduğuna dair spekülasyonlar var. | Open Subtitles | هاك اعتقدا بأن تلك الحوادث الليلية مرتبطة ببعضها |
| Ama şu sayıları birleştirince bir arabayla bağlantısı çıktı ortaya | Open Subtitles | قمت بتعقب لكل الارقام الخمسة من الوقت الفائت كلها كانت مرتبطة بجهاز الترام |
| Her şey dönüp dolaşıp Japonya'da olan cinayete bağlanıyor. Hepsi birbirine bağlı. | Open Subtitles | إن جـميع الأدلـة تـعود لتـلك لـجرائم القتل في اليابان، إنها جميعاً مرتبطة |
| Mutluluk sadece kişisel deneyimlerle ve değerlerle alakalı değil, ama aynı zamanda çevreyle de alakalı. | TED | السعادة ليست فقط ذات الصلة بالتجارب الشخصية والقيم الشخصية، ولكن أيضا، مرتبطة بالبيئة. |
| Bu, gizli, sihirli bir yazı düşüncesi olmakla birlikte kendi icat ettiği dillerle de bağlantılıydı. | Open Subtitles | لقد كانت فكرة مبنية على ،كتابة سرية وكتابة سحرية لكنها مرتبطة أيضا بلغاته التي ابتكرها |
| Donanmaya bağlıydı ve ateşe olarak göreviyle gurur duyuyordu. | Open Subtitles | أتعلم، لقد كانت مرتبطة بالبحرية، فخورة بعملها كمرفق |
| Birbirine bağlantılı tam yüz hikâyede komple park eğlencesi satıyoruz. | Open Subtitles | إننا نبيع تجربة استغراق تامّ في 100 قصة مرتبطة ومتشابكة. |
| Kaçırılmasının bunla alakası var mı bilmiyoruz. Doktor Parker'ın Jane'i aradığını biliyoruz. | Open Subtitles | لا نعلم إن كانت مرتبطة - نعلم أن الطبيب اتصل بها - |
| Karının bir ilişkisi var. Sana para gönderir mi sanıyorsun? | Open Subtitles | زوجتك مرتبطة بشخص أخر الأن هل تظن بأنها سوف تبعث لك المال الأن ؟ |
| ...sağlık ile yoksulluk arasındaki bağlantı yoksul olmak değil yoksul hissetmekle ilgilidir... | Open Subtitles | هذا يخبرنا شيئاً مهماً جداً: الصحة مرتبطة بالفقر هو ليس بأن تكون فقيراً فعلاً ، بل بأن تشعر بأنك فقير. |
| Aslında gördüğün her şey, eşzamanlı canlanıp birbirine bağlanmış bir nöron grubuyla kodlanmıştır. | TED | في الحقيقة، كل شيء رأيته يُرمَّز بمجموعة عصبية مرتبطة به، التي هي خلايا عصبية مرتبطة معاً بواسطة الإطلاق المتزامن. |
| Otizmle ilişkili olan yüzden fazla gen var. | TED | هناك ما يزيد على المائة وحدة وراثية مرتبطة |
| Daha kolektif toplumlarda biliyoruz ki, kendi iyiliğimiz diğerlerinin iyiliğine oldukça bağlıdır. | TED | في مجتمع أكثر تآلفا، ندرك من داخلنا أن سعادتنا مرتبطة بشكل عميق بسعادة الآخرين. |
| Beş yıl boyunca beni sözleşmeli köle olarak tutan o adamı unutalım. | Open Subtitles | أنسى الماسترز التي مررت بها لخمس سنوات وانا مرتبطة بعقد عمل مجاني |
| Şimdi sana bağlıyım, ve nükleer bomba patladı, güvende olmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا الآن مرتبطة بك ، وبالتفجير النووي. اريد ملاذ آمن |
| Sera gazı salınımımızın neredeyse yarısı inşaat endüstrimiz ile ilgili ve eğer enerjiye bakacak olursak, orada da durum aynı. | TED | تقريباً نصف الغازات الدفيئة مرتبطة بصناعة البناء، وإذا نظرنا للطاقة، فإنها نفس القصة. |