| Emekli olmuyordu. Kendisini o savaş efendisine paralı asker olarak kiralıyordu. | Open Subtitles | انه لم يتقاعد انه جعل نفسة مرتزقه لخدمة الحرب |
| Kendisi cesur bir şekilde güya ordumuzun müttefiki olan ki bu birçok şekilde tanımlanabilir dünya dışı bir gurup paralı asker hakkında konuşmuştu. | Open Subtitles | تجرأ بالحديث عن تحالفنا العسكري مع الذين يصفهم الكثيرين بأنهم مرتزقه فضائيين |
| Yani onun para için her şeyi yapan bir paralı asker olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | اذن ان تقول انها مرتزقه فقط تفعل اي شيء مقابل المال ؟ |
| Kanlı elmas kaçakçılığına karışan bir paralı asker. | Open Subtitles | انه شخص مرتزقه متورط فى تهريب الألماس الدموى |
| Buna rağmen, Michael'ın askerleri tarafından çevrilen bir gezegenin adresini göz ucuyla görmüş. | Open Subtitles | بالرغم من انه حصل على لمحة من عنوان طلب من جانب واحد من مرتزقه مايكل. |
| - Bütün bunlar bu adamın bağlantıları olan bir paralı asker olduğunu düşündürüyor. | Open Subtitles | أن هذا الرجل كان مرتزقه تماما فى ارتباطاته |
| Ashur isminde ünlü bir paralı asker. | Open Subtitles | مرتزقه مشهور اسمه آشور |
| Boşnak bir paralı asker. | Open Subtitles | انه مرتزقه بوسنى |
| Mary, onlar paralı asker. | Open Subtitles | ماري، انهم مرتزقه. |
| Amerika'nın düşmanları olduğunu, paralı asker olduklarını. | Open Subtitles | -هم مرتزقه |
| Tywin Lannister'ın paralı askerleri de olabilir. | Open Subtitles | وربما كانوا مرتزقه دفع لهم تايوين لانيستر |
| Neden beni İspanya'nın paralı askerleri konusunda uyardın? | Open Subtitles | لِم حذّرتني ؟ من مرتزقه الاسبان |
| Boşnak paralı askerleri. | Open Subtitles | مرتزقه بوسنى |