| İşin komiği, kendimi bulmak için seyahat ederken senin için her şeye ara verdim. | Open Subtitles | والمثير للسخرية أنني كنت مسافرا لأجد نفسي وقمت بتأجيل كل شيء من أجلك |
| - Seni görmeyeli uzun zaman oldu. - seyahat ediyordum. | Open Subtitles | مرت فترة طويلة لم نرك فيها - كنت مسافرا - |
| seyahat edeceksek gidilecek tek bir yer vardır. | Open Subtitles | إذا كنا مسافرا ، هناك مكان واحد فقط للذهاب. |
| Eşim ve hizmetkarıyla yolculuk ediyorum ve yolculuk edecek birilerini arıyoruz. | Open Subtitles | كنت مسافرا مع عشيقتي ولها خادم الصبي، والبحث عن شركة جديدة. |
| Bu mektup, onun gelip seni görmesini, çünkü Robert'ın uzakta olacağını söylüyor. | Open Subtitles | هذا الخطاب تطلبين منه ان يأتى اليك لرؤيتك حيث ان روبرت سيكون مسافرا |
| Yolculuğum sırasında birçok şeyin farkına vardım. | Open Subtitles | اكتشفت العديد من الأشياء حين كنت مسافرا |
| Eğer seyahat edecekseniz binseniz iyi olur. | Open Subtitles | لو كنت مسافرا, فالأفضل ان تركب. |
| Sık seyahat ediyorsanız bu araba mükemmel. | Open Subtitles | [مارتي] فقط إذا كنت مسافرا أنها قادرة على حمل الكثير |
| Bakın, bu biziz ve Güneş'in çevresinde seyahat ediyoruz. | Open Subtitles | هل ترى؟ هذا نحن، ونحن مسافرا حول الشمس. |
| Yalnızım, çok seyahat ediyorum. | Open Subtitles | ومن وحيدا، إذا كنت مسافرا باستمرار. |
| Onun takımıyla seyahat etmek için takıma girdim | Open Subtitles | كنت دائماً مسافرا معه في فريقة. |
| Sebastiao çok gezgindi,sürekli seyahat ederdi. | Open Subtitles | كان سيباستياو بوهيميا، كان مسافرا دائما |
| Bunu keşke, MBA eğitimin için 50 bin dolar harcamadan ve yedi yıl boyunca kariyerin için seyahat etmeden fark etseydin. | Open Subtitles | أتمنى بأنك قد وجدت ضالتك قبل أن تدرس ماجستير إدارة الأعمال وتتطلع إلى كبرى الشركات و تقضي سبع سنوات مسافرا من أجل حياتك المهنية في هذا العالم |
| Aynı sebepten seyahat ediyorum. | Open Subtitles | نفس الشيء يبقيني مسافرا |
| Şey, sürekli seyahat ediyoruz. | Open Subtitles | حسنا، إذا كنت مسافرا. |
| Bir kaçakla yolculuk ettiğimi sanıyorlar. | Open Subtitles | انهم يعتقدون كنت مسافرا مع فارا من وجه العدالة. |
| Bir kaçakla yolculuk ettiğimi düşünüyorlar. | Open Subtitles | انهم يعتقدون كنت مسافرا مع فارا من وجه العدالة. |
| Bu benim, saatte 56 km hızla Bosworth Bulvarında yolculuk yapıyordum, ...La Moyne'da ışıkların değiştiğini görünce, stop düğmesine bastım. | Open Subtitles | WOMAN: هذا لي، وأنا كان مسافرا في 35 ميلا في الساعة أسفل بوسورث الجادة، |
| Bir yıldan fazladır Dünya üssünden uzakta büyük ana sekans yıldızı Altair gezegen sisteminde özel bir görevde. | Open Subtitles | الآن وبعد أن أمضى أكثر من سنة مسافرا في مهمة خاصة إلى كواكب التابعة للنجم القزم المسمى "الطائر" |
| Eğer uzakta olmuş olmasaydım, ben kaybolduğunu anladığım anda gidip onu arar olacaktım. | Open Subtitles | إذا لم أكن مسافرا ...وراء البحار لكنت سأسعى خلفه فى اللحظة التى وصلنى فيها الخبر |
| Yolculuğum sırasında birçok şeyin farkına vardım. | Open Subtitles | اكتشفت العديد من الأشياء حين كنت مسافرا |