| Kağıtları baştan açıyorum. acelem varsa işe yarıyor. | Open Subtitles | أنا أفرش المحارم يساعد حين تكون مستعجلاً |
| Daima durmamış olmamın pişmanlığını yaşadım, ancak acelem vardı. | Open Subtitles | دائماً اتندم على عدم التوقف لكني كنت مستعجلاً |
| Şoförün tuhaf davrandığını düşünüyorsunuz, fakat belki de eve yetişmek için acele ediyordur. | Open Subtitles | تعتقدين بأن سائق الحافلة غريب لكن ربما يكون مستعجلاً فقط للعودة إلى المنزل |
| Özel defterlerini göstermek için acele ettiğini görmüyorum. | Open Subtitles | أنا لا أراك مستعجلاً لـــأن ترينا كتبكم الخاصة. |
| - Sorun değil. aceleyle çıkarken unuttu herhâlde. Hastaneden arıyor olabilirler. | Open Subtitles | لا بأس، كان مستعجلاً وعلى الأرجح أنّه نسيه، قد تكون المستشفى |
| Cezvenin altı açık bırakılmıştı. Kesinlikle aceleyle çıkmış. | Open Subtitles | تركت غلاية القهوة تحترق، أعني، لا بدّ أنّه غادر مستعجلاً |
| Evet dün geçti. Durdurmaya çalıştım fakat acelesi var gibiydi. | Open Subtitles | أجل، رأيته البارحة حاولت أن أستخدمه لكنه كان مستعجلاً |
| Beni kilitlemeye sebep olacak kadar acil olan ne vardı öyle? | Open Subtitles | ما الذي احتجت لفعله وقد كان مستعجلاً للغاية لدرجة أنّك احتجت لسجني؟ |
| Sabahları fazla aceleci olabiliyorum. | Open Subtitles | لربما كنت مستعجلاً قليلاً في غسل الصباح |
| Daima durmamış olmamın pişmanlığını yaşadım, ancak acelem vardı. | Open Subtitles | دائماً اتندم على عدم التوقف لكني كنت مستعجلاً |
| Affedersin veterinerin önünde sana selam veremedim. acelem vardı da. | Open Subtitles | مرحباً, آسف لأنني لم ألق التحية خارج عيادة الطبيبة البيطرية, ولكنني كنت مستعجلاً |
| Pardon çocuklar, acelem vardı bir düzine ısmarladım, sizin gibi pasta düşkünleri bundan daha iyisini hakediyor. | Open Subtitles | آسف أيّها الصغيران، كنتُ مستعجلاً طلبت دزينة من الفطائر، أنتما تستحقان أفضل من هذا |
| Pardon çocuklar, acelem vardı bir düzine ısmarladım, sizin gibi pasta düşkünleri bundan daha iyisini hakediyor. | Open Subtitles | آسف أيّها الصغيران، كنتُ مستعجلاً طلبت دزينة من الفطائر، أنتما تستحقان أفضل من هذا |
| Biraz acele ettirildim ama güzel oldu. | Open Subtitles | لقد كُنتُ مستعجلاً قليلاً، لكني راضً عن النتيجة |
| Tam zamanıydı ve gerçekten, küçük john u kullanmam gerekiyordu, ufaklık tam da tıkırındaydı biraz acele ediyordum... ve bilirsin, şu kıçını sildiğin mendillerden kullanacak, vaktim yoktu. | Open Subtitles | لقد كنت في الحمام ، ووضعت بعض من مرهم جون عليه ظننتهُ مرهم صنع لـ هذا وانا كنتُ مستعجلاً وقتها ولم يكن عندي الوقت الكافي لأستعمل تلك الأوراق في مسحه |
| Belki Sabah Yüzümü Yıkarken Biraz acele Etmişimdir... | Open Subtitles | لربما كنت مستعجلاً قليلاً في غسل الصباح |
| - Sorun değil. aceleyle çıkarken unuttu herhâlde. | Open Subtitles | لا بأس، كان مستعجلاً وعلى الأرجح أنّه نسيه، قد تكون المستشفى |
| Şimdi, Mary Kinnan Richard'ın aceleyle masadan kalktığını söylemişti değil mi? | Open Subtitles | قالت بأن " ريتشارد " كان مستعجلاً لمغادرة المائدة |
| Görünüşe göre birileri aceleyle temizlik yapmaya çalışmış. | Open Subtitles | يبدو أن شخص نظف المكان مستعجلاً |
| Merak etmeyin onunla konuştum, o kadar acelesi yokmuş. | Open Subtitles | لا سيدتي، حالما تحدثت إليه لم يعد مستعجلاً جداً كما كان |
| - Bu bilginin acelesi var mı? | Open Subtitles | أأنت مستعجل على هذه المعلومات؟ - لا، لا، لستُ مستعجلاً - |
| Bal, özür, değilim ama acil geliyor. | Open Subtitles | عزيزتي ، أنا آسف لكنه يبدو مستعجلاً |
| Hayata başlamak için oldukça aceleci biri. | Open Subtitles | الرجل كان مستعجلاً لبدأ حياته. |
| Harika, madem acelen var, bitir işini. | Open Subtitles | حسناً، اذا كنت مستعجلاً أفعل ما يجب عليك |