| Bence burger de, bundan en az senin kadar zevk alıyordur. | Open Subtitles | أوه أعتقد أن هذا البرجر ربما يكون مستمتعاً بهذا بقدرك أنتِ |
| Belki de sen okul bahçesinde itilip kakılmaktan zevk alıyorsundur. | Open Subtitles | ولكنك على الأرجح تترقب مستمتعاً ضربة خاطفة في باحة المدرسة |
| Ve bu hayatımdaki gerçek bir dönüm noktasıydı... ...anlamaya başladığım... ...sırf zevk almak için keşif ve bilim yapamayacağım bir yerdi burası. | TED | و كانت تلك حقاً نقطة تحول في حياتي، حيث بدأت أُدرك أن لا يمكن أن أستمر عابثاً مستمتعاً بالعلم و الإستكشاف؛ |
| Her zamanki kadar eğleniyor gibiydin. | Open Subtitles | لقد بدوت مستمتعاً بذلك كما كنت من قبل |
| Birileri eğleniyor gibi. | Open Subtitles | يبدو أن أحدهم مستمتعاً بوقته |
| Victoria dönemi tarzı yaşamından zevk almıyor musun? | Open Subtitles | ألم تعد مستمتعاً باللحن الرعوي الفكتوري بعد الآن؟ |
| Bundan zevk almıyorum. %100 en sevdiğim filmin gerçek versiyonu olsa bile. | Open Subtitles | أنا لست مستمتعاً بهذا حتى وإن كان فيلمى المفضل قد عاد إلى الحياة. |
| Belki de bahçesinde itilip kakılmaktan zevk alıyorsundur. | Open Subtitles | ولكنك على الأرجح تترقب مستمتعاً ضربة خاطفة في باحة المدرسة |
| Bilmeni istiyorum, copu aldığında bu olduğunda, kendimden zevk almayacağım. | Open Subtitles | أريدك أن تعرف... عندما يحين وقتك عندما يحدث ذلك لن أكون مستمتعاً |
| Cinsel zevk almaktan daha ziyade suç işleyebilir olmanın gücünü yaşarlar. | Open Subtitles | انهــا جريمــة السلــطة.. ! تجعلك مستمتعاً اكثر من المتعه الجنسية |
| Bu bana zevk verdi. | Open Subtitles | لقد كنت مستمتعاً |
| - Çünkü bundan zevk almıyorum. | Open Subtitles | لانني لست مستمتعاً |
| Bu parti tam bir felaketti ama en azından Ben eğleniyor gibi. | Open Subtitles | حسناً، تلك الحفلة كانت كارثة لكن على الأقل (بن) يبدو مستمتعاً |