| Bunlardan ilki limanın dışında bir resif, yeni bir yapay ekoloji geliştirmek, ve sonra bunun sayesinde karadaki ve Gowanus'taki yeni yerleşim planını korumak. | TED | واحد هو تطوير علم البيئة الجديدة المصطنعة، للخروج الشعب المرجانية في الميناء، ومن شأن ذلك حماية انماط حياة ومن .ثم مستوطنة جديدة جزيرة القوان |
| Bunu da yapmazlarsa, insanlar başkanı bırakırlar... ...başka bir yere giderler ve yeni bir yerleşim kurarlar. | TED | و إذا لم يتمكنوا من ذلك، فإنهم يتخلون عن زعيمهم، و يقيمون مستوطنة جديدة في مكان آخر. |
| Ve bir başka yerleşim, sele korunaklı, çevreye duyarlı bir umumi tuvalet sistemini tamamladı. | TED | وقد استكملت مؤخراً مستوطنة أخرى نظام حمامات عموميةٍ، آمنةٍ من الفيضانات وصديقةٍ للبيئة |
| Anne bir anlaşma yapmış ve dava açmak istemiyor ama çocuk ise babasının başına gelenler hakkında gerçeği öğrenmek istiyor. | Open Subtitles | الأمّ مستوطنة ولا تُريدُ المُقاضاة والطفل يُريدُ أن يكتشف الحقيقة عن ما حدث لوالده |
| Buranın 80 km güneyinde bir yerleşkemiz var. | Open Subtitles | لدينا مستوطنة على بعد 50 ميل جنوباً |
| Michael Teranan yerleşiminin yerini Wraith'lerin veritabanımızı hacklemeleri sonucu öğrendi. | Open Subtitles | مايكل إكتشف حول مستوطنة تارانان خلال المعلومات التي الشبح قطّع من قاعدة بياناتنا |
| Ben Atlantis'ten Yarbay John Sheppard, Teranan yerleşiminden bu çağrıyı alan herhangi biri. | Open Subtitles | هنا الملازم أول العقيد (جون شيبارد) من أطلانط، أستدعي أي شخص من مستوطنة (تارنان) |
| O yerleşim yerlerinde yaşayan birinin burada duruyor olması gerekirdi. | TED | شخص يقطن في مستوطنة هو من يجب أن يكون مكاني هنا |
| Beni dinliyorsunuz çünkü benim yerleşim yerinden olmadığımı düşünüyorsunuz. | TED | أنتم تنصتون لي لأنكم تعتقدون أنني لا أقطن في مستوطنة |
| O günlerde geniş bir Uluslararası yerleşim yeri vardı. | Open Subtitles | في تلك الأيام كان بها مستوطنة كبيرة دولية |
| Bütün gezegende yalnızca bir tanecik yerleşim yeri. | Open Subtitles | مستوطنة صغيرة جداً واحدة على كامل الكوكبِ؟ |
| Merkez Dakota'daki beyaz yerleşim yerinde başka ne olacak? | Open Subtitles | و مع مستوطنة البيض في مركو داكوتا ، ماهو التالي؟ |
| Genelde belirli zamanlarda yeni yerleşim bölgelerinden giriş yapıyorlar. | Open Subtitles | هم في العادة يبحثون من وقت لآخ، عن مستوطنة جديدة |
| İnsanlar onu çıkarıp küçük bir yerleşim yerine götürmüşler. | Open Subtitles | البشر حرّكَه إلى مستوطنة صغيرة وأَخذَوه الى الداخل |
| Son nefesini vermeden önce bana, köyün daha önce şeytan kadınlar ve onların lideri Kızıl Kraliçe'nin yerleşim yeri olduğu söylendi. | Open Subtitles | قبل أن يتنفس أخر أنفاسه استطاع زعيم القرية أن يخبرني عن مستوطنة للنساء الأشرار وقائدتهم , الملكة الحمراء |
| Ufak bir yerleşim yerimiz var. Durumu kötü. Ama yaşıyor. | Open Subtitles | لدينا مستوطنة صغيرة، لقد جرح بشدة ولكنه حي |
| Fort Smith'deki Mormon yerleşim yerine gitmelerini sağlarım. | Open Subtitles | سأتأكد من أخذهم إلى مستوطنة المورمونيين في فورت سميث |
| Fort Smith'deki Mormon yerleşim yerine gitmelerini sağlarım. | Open Subtitles | سأتأكد من أخذهم إلى مستوطنة المورمونيين في فورت سميث |
| 20 milyon dolar büyük bir anlaşma değil mi? | Open Subtitles | ترى، 20 مليون $ هي مستوطنة كبيرة، أليس كذلك؟ |
| Buranın 80 km güneyinde bir yerleşkemiz var. | Open Subtitles | لدينا مستوطنة على بعد 50 ميل جنوباً |
| Bu Tass'an, Sartorus adındaki gezegendeki Özgür Jaffa yerleşiminin kurucularından. | Open Subtitles | هذا (ناسان)، أحد مؤسسي مستوطنة للـ((جافا)) الأحرار.. على كوكب اسمه "(سارتوريس)" |
| Az önce, Teranan yerleşiminden bir veri iletişimi aldık. Dr Weir? Az önce, Teranan yerleşiminden bir veri iletişimi aldık. | Open Subtitles | نحن الآن تلقينا بيانات إرسال (من مستوطنة (تارانان |