| Seni Londra'nın en popüler ve en çok kazanan oyun yazarı yaptığımın farkındayım. | Open Subtitles | انا اخطط لجعلك الأكثر شهرة وبالتالي الأكثر نقودا ونجاحا ككاتب مسرحيات في لندن |
| Klinikte sabahları, müzik besteleme çalışmaları ile başlıyordu ve Pazar günü öğleden sonraları çocuklar oyun oynuyorlardı. | TED | يبدأ صباحهم في العيادة بحصة تمارين مصاحبة للموسيقى، وينظم الأطفال مسرحيات في ظهر كل يوم أحد. |
| Akron'da, Wandering Aesthetics adındaki bir tiyatro şirketi kamyonda oyunlar sahneye koyuyor. | TED | في آكرون، شركة مسرح تُدعى وندرينغ أثيتكس كانت تؤدي مسرحيات على شاحنات البيك أب الصغيرة. |
| Tiyatronun kalbinin attığı yer, yani oyunlar için mükemmel. | Open Subtitles | لقدقلبمنظورالمسرح، لذا ، أتعرف ، إنها مسرحيات عظيمة. |
| Neden bahsettiğinizi hiç bilmiyorum. oyunlar nerede? Ne oyunları? | Open Subtitles | لا اعرف عم تتحدث اين المسرحيات اي مسرحيات قبل خمس سنوات |
| 10 haftada 10 piyes. Köpek gibi çalıştım. | Open Subtitles | قمت عشر مسرحيات في عشرة أسابيع، عملت حقا كالكلب المثابر |
| Çocuklarımızı okullarındaki oyunlarında ya da basketbol maçlarında performanslarımızı etkilemeden izlemeye gidebilmeyi isterdik. | Open Subtitles | سيكون من اللطيف أن نكون قادرين على حضور مسرحيات أطفالنا في المدارس أو مباريات كرة السلة دون أن يؤثّر ذلك |
| oyunlarından daha çok izleyebiliriz. | Open Subtitles | لحتى نحصل على مسرحيات عفوية و طبيعية اكثر |
| Dışarıda oyunu izlemek için bekleyen insanlar var sen çok iyi birçok oyuna para yatırdın ve ben de birçok iyi oyun yazdım, biliyorsun. | Open Subtitles | هل تعلم أن هناك أشخاصاً بالخارج بانتظارنا أنتجت مسرحية جيدة و كتبت مسرحيات جيدة في السابق كما تعلم |
| Kariyerim boyunca 3 oyun yönettim ve 3 defa kalp krizi geçirdim. | Open Subtitles | لقد قمت بإخراج ثلاثة مسرحيات سابقاً وحصلت على ثلاثة جلطات قلب هذا مدى اهتمامي |
| Bankside'daki bütün oyun yazarlarından daha fazla para kazanıyorsun zaten. | Open Subtitles | انت تجني من المال اكثر من اي كاتب مسرحيات في البانك سايد |
| Kendisi oyun yazarıdır ve çok yakında ondan büyük bir başarı bekliyorum. | Open Subtitles | إنه كاتب مسرحيات ، وأتوقع أن يكون ناجح قريباً |
| Sanırım Hindistan'da bunlara sessizce yerel oyunlar serisi diyorsunuzdur. | Open Subtitles | أعتقد يمكنك أن تسميها مسرحيات هندية وطنية. |
| Beni öldürürsen, elindeki oyunlar bittikten sonra ne sahneleyeceksin? | Open Subtitles | اقتلني ولن تحصل على مسرحيات جيدة لتمثل بها بعد انتهاء هذا |
| Aristophanes'in oyunları, günümüze kadar ulaşabilmiş en eski komedi dramalarıdır. Bu oyunlar taklitler, şarkılar, cinsel espriler ve sürreal fantezilerle doludur. | TED | إن مسرحيات أريستوفانيس، والتي تعد أقدم المسلسلات الكوميدية الباقية في العالم، مليئةٌ بمحاكياتٍ ساخرة وأغانٍ ودعاباتٍ جنسية وخيالٍ غريب. |
| Eski tiyatro arkadaşlarım. Shakespeare ve Dostoyevsky oynamıştık da. | Open Subtitles | أصدقاء قدماء من أيّام المسرح,كنّا قد أدينا معا مسرحيات لشيكسبير و دوستيوفسكي |
| Çoğu gün çocukların oyunları, şiir okumaları ve sınıf projeleri için geri dönüyorum. | Open Subtitles | وفي مُعظم الأيام أهلَعُ عائدةً إلى المدرسة لأحضُر مسرحيات الأطفال والنَّدواتِ الشعرية والمشاريع المدرسية |
| Anne, ben sana neden Broadway'de piyes sahneye koyduğunu sormuyorum. | Open Subtitles | تعلمين أمي لا اسئلك لماذا تنتجين مسرحيات في بروادوي |
| "Romeo ve Juliet", Shakespeare oyunlarında en iyi hakaretlere sahip. | TED | في مسرحية "روميو و جولييت" بعضٌ من أفضل ما في كل مسرحيات شكسبير من شتائم. |
| Bu Shakespeare'in oyunlarından bazılarını Edinburgh'da seyretmiştik, Sör Robert. | Open Subtitles | لقد شاهدنا بعضا من مسرحيات شكسبير هذا في ادنبرا يا سير روبرت |
| Olay Antik Yunan döneminde geçmesine rağmen, Shakespeare'in hemen her oyunu gibi döneminin kaygılarını yansıtıyor. | TED | تدور الأحداث في عصر الإغريق، ولكن مثل الكثير من مسرحيات شكسبير فهي تعكس الشواغل المنتشرة بعصره. |
| Okul piyesleri, kamplar, aktiviteler, ailelerin yaptığı şeyler. | Open Subtitles | مسرحيات مدرسية , رحلات تخييم أنشطة بالفناء الخلفي , أمور تفعلها أي عائلة |