Muhtemelen erzaklarıyla yaya olarak devam etmişlerdir. | Open Subtitles | من المحتمل أنّهم أخذوا إمداداتهم وواصلوا مشيًا على الأقدام. |
Olay yerlerinde lastik izleri yok. Bu da, katilin muhtemelen yaya olduğu anlamına geliyor. | Open Subtitles | لا وجود لآثار العجلات بكلا مسرحيّ الجريمة، مما يعني أن القاتل ربما غادر مشيًا. |
En fazla üç saatlik bir yürüyüş. | Open Subtitles | إنّه ليس بعيدًا جدًّا. ثلاثة ساعات مشيًا على الأقل. |
Eğer hepiniz beni takip etmek isterseniz, ...sadece beş dakikalık hızlı, kısa bir yürüyüş mesafesinde. | Open Subtitles | إتبعوني لو سمحتم إنه يبعد خمس دقائق مشيًا عن هنا |
Ekip çıkarma için buluşma noktasına yürüyerek gidecek. | Open Subtitles | سيقوم الفريق بشقّ طريقة مشيًا على الأقدام إلى نقطة اللقاء الأستخراج هذه |
Toplantının gereğinden fazla sürmesine izin veren bendim yani, eve yürüyerek gitmesi benim hatamdı ve elim kolum bağlıyken.. | Open Subtitles | ..أنا من بقيت في الاجتماع طويلًا أعني ,أنه كان خطأي أني دفعتها للعودة للبيت مشيًا وحدوث ذلك عندما لم أفعل أي شئ .. |
Bazı insanlar Güney Kutbu'nu yalnız geçiyor ama ben restoranın zeminde yürümek için tüm cesaretimi toplamak zorundayım. | Open Subtitles | فبعضهم يقطع القطب المتجمد مشيًا على الأقدام بينما أنا أحتاج إلى كل شجاعتي لكي أمشي وسط مكان مزدحم بالنّاس |
Şüpheli en son yaya olarak kuzeye doğru giderken görüldü. | Open Subtitles | آخر مرة شوهد المشتبه" "متجه شمالاً مشيًا على الأقدام |
Fakat tamamen yürünebilir şehirler doğrudan geçişi gerektirir, çünkü bir yaya olarak bütün şehre erişiminiz yoksa, bir araba alırsınız, ve araba alırsanız, şehir sizin ihtiyaçlarınız çerçevesinde yeniden şekillenmeye başlar; caddeler genişler, otoparklar büyür ve artık yürünebilir şehriniz olmaz. | TED | ولكن حتى المدن المجهّزة للمشي تستلزم وجود وسائل مواصلات. لأنه إذا لم تكن هناك إمكانية للذهاب مشيًا إلى كامل المدينة، فستحتاج إلى سيارة، وإذا احتجنا للسيارات، فإن المدينة ستعيد تشكيل نفسها استنادًا على احتياجاتك، وستصبح الطرق أوسع، والمواقف ستكون أكبر، وهكذا حتى تصبح المدينة غير مجهزة للمشي. |
- yaya olarak gidemeyiz. | Open Subtitles | لن نستطيع الوصول إليها مشيًا |
Birinci Bulvar ile York Bulvarı arasında uzun bir yürüyüş oldu. | Open Subtitles | كم المكان بعيد مشيًا بين الشارع الأول و "يورك". |
Uzun bir yürüyüş oldu. | Open Subtitles | حسنًا، لقد كان مشيًا متعبًا |
- yürüyüş iptal oldu. | Open Subtitles | -ها قد ضاعت رحلتنا مشيًا على الاقدام |
Köye yürüyerek gideceğiz. | Open Subtitles | سنذهب إلى القريةِ مشيًا. |
Yolun geri kalanını yürüyerek giderim. | Open Subtitles | وأنا أكمل الطريق مشيًا |
Hastaneye kadar yürümek saatler sürdü, yahu. | Open Subtitles | اسمع, المجيء مشيًا إلى المستشفى، استغرق الدهر كلّه يا صاح. |
İstasyondan eve kadar yürümek zorunda kalacağımı sanıyordum, ama şansıma bardan çıkan bir taksiciye rastladım. | Open Subtitles | ظننت بأنني سأعود للمنزل مشيًا من المحطّة، لكن لحسن حظّي كان سائق أجرة يغادر الحانة. |
Doğru, bu dondurucu havada 8 km yürümek çevik tutar. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما أحتاجه، 5 أميال مشيًا على الأقدام في البرد القارس! |