| Bölge Başsavcısı Ofisi adaleti tecelli ettirmek için bütün kaynaklarını kullanıyor. | Open Subtitles | مكتب المدعي العام يسعى بكل مصادره ليضمن بأن العدالة ستحقق |
| Bölge Başsavcısı Ofisi adaleti tecelli ettirmek için tüm kaynaklarını kullanıyor. | Open Subtitles | مكتب المدعي العام يسعى بكل مصادره ليضمن بأن العدالة ستحقق |
| Başsavcı bu davayı kapatmak için tüm kaynaklarını kullanmak isteyecektir. | Open Subtitles | فسيستخدم مكتب المدّعي العام كل مصادره لإنهاء هذه القضيّة |
| Onu FBI kaynaklarını kullanarak araştırmamızı istemiyordu. | Open Subtitles | لم يرد ان يتدخل مكتب التحقيقات مع كل مصادره |
| Bir yere kaynakları için giderseniz yerli halkı yok edersiniz. | Open Subtitles | عندما تغزو مكان لأجل مصادره تقوم بإبادة السكّان الأصليين |
| Onu FBI kaynaklarını kullanarak araştırmamızı istemiyordu. | Open Subtitles | لم يرد ان يتدخل مكتب التحقيقات مع كل مصادره والان اعلم لماذا |
| Tüm kaynaklarını Merc internet sitesine göndermesi dışında. | Open Subtitles | ما عدا انه نشر كل مصادره على الموقع الرسمي |
| Tüm kaynaklarını Merc'in sayfasında yayınlaması dışında. | Open Subtitles | ما عدا انه نشر كل مصادره على الموقع الرسمي |
| Neyse ki iş camiası çalışanlarının eğitilmesine yardım etmek, politikalarını uygulamak ve insan ticaretine kendi özel kaynaklarını kullanarak karşı çıkmak konusunda eşsiz bir konuma sahipler. | TED | لحسن الحظ، مجتمع الشركات الآن مستعد بشكل فريد ليساعد بتدريب موظفيه، ليصيغ سياسات وليستعمل مصادره الخاصة للقضاء على التجارة بالبشر. |
| Size izin verirler ve siz de yabancı bir ülkenin tüm kaynaklarını ve zenginliklerini denetlersiniz. | Open Subtitles | إن ذلك يمكّنهم وبالتالي يمكّن الدول اﻷجنبية من التحكم في البلد، ومعرفة مصادره وثرواته... |
| Bu futbol kulübünün başkanı teknik direktöründen, daha geniş düşünmesini ve kaynaklarını doğru kullanmasını istiyor. | Open Subtitles | رئيس هذا النادي... يطلب من مديره الفنيّ أن يفكر بواقعية وأن يحسن إدارة مصادره |
| Gezegeni ve kaynaklarını araştırmak. | Open Subtitles | أن تقوم ببحث عن الكوكب و مصادره |
| İyi bir muhabir asla kaynaklarını ifşa etmez. | Open Subtitles | المراسل الماهر لا يكشف أبداً عن مصادره |
| Yani, Carroll'un kaynaklarını bu şekilde bulup organize ettiğini düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | إذن، تعتقدون أن (كارول) بهذه الطريقة عثر على مصادره ونظمها؟ |
| - Lemon Breeland bir gazeteci kaynaklarını asla açıklamaz. | Open Subtitles | هينري" وخليلته للمدونة" - "ليمون بريلاند" - تعلمين أن الصحفي لا يكشف عن مصادره |
| Çünkü kimse kaynaklarını saptayamamış. | Open Subtitles | لآن لا أحد تمكن من تحديد مصادره |
| Bir lider savaşta tüm kaynaklarını kullanır. | Open Subtitles | يجند القائد جميع مصادره في الحرب |
| Yerel kaynaklarını kontrol etmiş. | Open Subtitles | لقد تفقد الأمر مع مصادره المحلية |
| kaynakları ve yetenekleriyle insanlığın kötülüklerine karşı gelecek bir adam. | Open Subtitles | رجل واحد، رجل واحد مع مصادره وبراعته يتصدّى أمام ما تعرضه البشرية |
| O biriyle konuşmuş. Adamın kendi kaynakları var. | Open Subtitles | سجبر الرجل ليتحدث هذا الرجل ليده مصادره |
| Pekala, Roger bu konudaki tek kaynağımız ve onun kaynakları kim bilmiyoruz. | Open Subtitles | حسنًا، (روجر) هو مصدرنا الوحيد لهذا ونحن لا نعلم ما هي مصادره |