| Ya adam çok kötü bir nişancı ya da başkası ateş etti. | Open Subtitles | أعني إما أنه مصوب سيء أو شخص آخر أطلق عليها |
| Kapıya gitti, açtığında da yüzüne doğrultulmuş bir silahla karşılaştı. | Open Subtitles | فهى تقترب من الباب تفتحه لتجد مسدس مصوب الى وجهها |
| - Önceden kurbana nişan alınmış, uzaktan ateşlenmiş. | Open Subtitles | مصوب مسبقاً على الضحية، الزناد متحكم عن بعد |
| Ama şimdi kafasına bir silah dayalı şekilde şurda aşağıda oturuyor! | Open Subtitles | لكن الآن هو يجلس بالأسفل هنا وهناك مسدس مصوب نحو رأسه! |
| - Sadece ben kötü bir nişancıyım. | Open Subtitles | لقد كان تصويب خطأ مثلما قلت .. مصوب خطأ |
| Biz konuşurken o da kıçımıza bir füze doğrultuyor. | Open Subtitles | بينما نتحدثُ لديهِ صاروخ مصوب نحو مؤخراتنا |
| Çok iyi nişancıyımdır. | Open Subtitles | أنا مصوب بارع |
| Öyleyse şu an kafana silah doğrultmuş bir FBI ajanının tam arkanda durduğuna inanmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تصدقي أن هناك عميل فيدرالي و مدسه مصوب لرأسك |
| Rafe Gruber, dövüş uzmanı ve keskin nişancı. | Open Subtitles | راف غروبر ، خبير في فنون القتال ، مصوب ممتاز |
| nişancı ve muhafız eğitimi almak istediğini Pazartesi sabahı bildirirsin. | Open Subtitles | يمكنك تسجيل تدريب مصوب وحارس شخصي |
| Sana doğrulmuş bir keskin nişancı var. | Open Subtitles | لدى قناص مصوب نحوك |
| Sırrım, oyuk uçlu mermilerle dolu olan bu tabancanın, ruh ikizim olduğunu düşündüğüm adam tarafından kafama doğrultulmuş olmasıydı, birçok, birçok kez. | TED | سري كان أن لدي هذا المسدس المحشو بطلقات مجوفة مصوب على رأسي من قبل الرجل الذي كنت أعتقده توأم روحي، عدة ، عدة مرات. |
| Arabanın camları açık ve silahlar üzerine doğrultulmuş durumda. | Open Subtitles | سأترك نافذة السيارة مفتوحة و سلاحي مصوب تجاهك |
| Üzerinize doğrultulmuş bir silah var beyler, treni durdurun. | Open Subtitles | هنالك مسدس مصوب نحوكم ايها السادة والان اوقفوا القطار |
| nişan aldıysan, ateş et. | Open Subtitles | أنك مصوب نحوي وقد تطلق علي النار |
| Silahım var ve sikine nişan aldım diye söylemiyorsun değil mi? | Open Subtitles | إنك لا تقول هذا لأن مسدسي مصوب لعضوك |
| Yani, o başına silah dayalı iken Derek'in hayatını kurtardı. | Open Subtitles | اعني، لقد انقذت شيبرد و المسدس مصوب على رأسها |
| 14 saat boyunca tabancayı şakağıma dayalı tutup tetiği çekmeye çalıştım ve başaramadım. | Open Subtitles | والمسدس مصوب باتجاهي لمدة 14 ساعة وأنا أحاول سحب الزناد وعجزت عن فعل ذلك |
| İyi nişancıyım. | Open Subtitles | أنا مصوب جيد |
| İyi adamların kafasına, kötü adamlar silah doğrultuyor | Open Subtitles | كان هناك سلاح مصوب على الرجال الأخيار |
| Gray, sana silah doğrultuyor. | Open Subtitles | جريه لديه سلاح مصوب نحوك |
| - kötü nişancıyımdır. | Open Subtitles | - أنا مصوب سيئ |
| Suratıma bir silah doğrultmuş olmasaydın bunu çok daha kolay açıklayabilirdim. | Open Subtitles | سيكون من الأسهل كثيراً أن توضح لي الأمر لو لم يكن مسدسك مصوب إلى وجهي ... لقد كانت حياتي |